RİSALE-İ NUR

02.12.2014

5670

Kıyamet Vaktinin Yakın Oluşu

24. Söz 8. Asıl'da ;''Zira kıyamet dünyanın ecelidir. Dünyanın ömrüne nisbeten bin veya iki bin sene, bir seneye nisbetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir. Buradaki zaman bildiğimiz zamandır'' cümlesi geçiyor. Bu cümledeki zaman kavramını izah eder misiniz?

03.12.2014 tarihinde cevaplandı.

Cevap

Bediüzzaman Hazretleri şöyle söylemektedir:

İşte kıyâmet dahi şu insan-ı ekber olan dünyanın ecelidir. Eğer vakti taayyün etse idi, bütün kurun-u ula ve vustâgaflet-i mut­lakaya dalacak idiler. Ve kurûn-u uhrâ dehşette kalacaktı. İnsan, nasıl hayat-ı şahsiyesiyle, hanesiyle ve köyünün bekasıyla alâkadârdır. Öyle de, hayat-ı ictimâiye ve nev‘iyesiyle, küre-i arzın ve dünyanın yaşamasıyla alâkadârdır. Kur’ân اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ der. “Kıyâmet yakındır” ferman ediyor. Bin bu kadar sene geçtikten sonra gelmemesi, yakınlığına halel vermez. Zira kıyâmet dünyanın ecelidir. Dünyanın ömrüne nisbeten bin veya iki bin sene, bir seneye nisbetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir. Buradaki zaman bildiğimiz zamandır. Kıyamet dünyanın eceli olduğu için milyonlar belki milyarlar senelik dünya ömrüne nisbetle bir iki sene çok az bir zamandır.1

Zamanın Nisbiği ve Ölçek Farkı

Zaman, ölçüldüğü varlığın ömrüne göre anlam kazanır. Bir gün yaşayan bir haşere için birkaç saat uzun bir ömür iken, binlerce yıl yaşayan bir yıldız için yüzyıllar bir saniye hükmündedir. Kaynaklarda belirtildiği gibi, kıyâmet sadece insanlığın değil, dünyanın da ecelidir. Dünyanın milyarlarca yıllık ömrü bir "yıl" olarak kabul edilirse, bin veya iki bin yıllık bir süre bu ömre göre bir-iki dakika, hatta bir-iki saniye kadar kısa kalır. Bu nedenle Kur’ân’da geçen, Kıyâmet yakındır اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ ifadesi, dünyanın toplam ömrü göz önüne alındığında tam anlamıyla doğrudur. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:

Şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yaklaştırarak "Ben size, kıyâmet şu iki parmak kadar yakınlaşmış olduğu bir zamanda peygamber gönderildim" derdi2

Başka bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:

Sizden evvel geçen ümmetlerin dünyadaki müddetlerine nispetle sizin müddetiniz ancak ikindi namazıyla Güneş'in batmasına kadar olan müddet gibidir.3

Dünyanın Eceli Kavramı

Her canlı varlığın bir ömrü olduğu gibi, dünyanın da bir eceli vardır. Eğer dünyanın ecel vakti belirli olsaydı, ilk ve orta çağlardaki insanlar mutlak bir gaflete düşer, kıyamete yakın asırlardaki insanlar ise büyük bir dehşet içinde kalırdı. Allah, kıyameti beş bilinmeyenden biri olan "Mugayyebat-ı Hamse" kapsamında gizlemiştir. Bu gizlilik sayesinde her asır hem dünyanın devamını bekleyip imar etmekte, hem de her an kıyametin kopabileceği endişesiyle ahiret hayatına ciddi bir şekilde hazırlanmaktadır.

İmtihan Sırrı ve İhtiyarın Muhafazası

Zamanın bu şekilde gizli kalması, dünya ve âhiret dengesini muhafaza etmek içindir. Eğer kıyâmet vakti apaçık bir kesinlikle biliniyor olsaydı, akla kapı açılıp irade elden alınmayacak olan "imtihan sırrı" bozulurdu. Bu durumda kömür gibi ruhlar ile elmas gibi ruhlar birbirinden ayrılamazdı.

Özet olarak, burada bahsedilen zaman kavramı, insanların sınırlı bakışıyla değil, Allah’ın ezelden beri bildiği büyük ve bütünsel zaman ölçüsüyle değerlendirilmelidir. Bu bakış açısına göre, yaklaşık bin dört yüz yıl önceki sahabenin kıyameti “yakın” görmesi, aslında doğru bir bakış açısının sonucudur. Çünkü dünyanın ömrü açısından bu uzun gibi görünen yıllar, aslında bir dakikadan bile daha kısa sayılabilir.

Kaynakçalar
  1. Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 134

  2. Müslim, Cuma 43

  3. Ehadisü’l enbiya, 50


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız