Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelalinin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden, Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip ve birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve mütedafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübarezesuretine getirmiş, ve ondan zıdları birbirinin hududuna geçirip ihtilafat ve tegayyürat meydana getirmekle kâinatı kanun-ı tegayyür ve tahavvül ve düstur-ı terakki ve tekâmüle tâbi' kıldığı için; o şecere-i hılkatın câmi' bir semeresi olan insan nev'inde o kanun-ı mübarezeyi daha acib bir şekle getirip bütün terakkiyat-ı insaniyeye medar bir mücahede kapısını açmış, hizbullaha karşı meydana çıkabilmek için hizb-üş şeytana bazı cihazat vermiş.
Burayı izah eder misiniz?
“Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelal'inin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden…”
Cenabı Hakkın azamet, kudret, hakimiyet bildiren Azim, Cebbar, Kahhar gibi isimleri celali; şefkat merhamet bildiren Rahman, Rahim, Kerim gibi isimleri ise cemali isimlerdir.
Bu cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek isterler.
“Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve müdafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübareze suretine getirip, ondan zıdları birbirinin hududuna geçirip ihtilafat ve tegayyürat meydana getirmekle kâinatı kanun-u tegayyür ve tahavvül ve düstur-u terakki ve tekâmüle tâbi' kıldığı için…”
Rabbimiz kemalat ve güzelliklerin çeşitli mertebeleri ile bilinip anlaşılması için kainatta zıtları birbirleriyle sürekli mübareze ve mücadele ettirmesiyle, zıtlara birbirlerine müdahale imkanı vermiştir.
Mesela, sıcağın bir mertebesi varken, zıddı olan soğuk, müdahale edince binlerce derecesi açığa çıkıyor. Veya aydınlığın kıymet değer ve mertebesi karanlığın müdahalesi ile anlaşılıyor.
Cenabı Hak zıtları birbirine mukabil getirerek sayısız hayır mertebelerini vücuda getirmiştir.
“ o şecere-i hilkatın câmi' bir semeresi olan insan nev'inde o kanun-u mübarezeyi daha acib bir şekle getirip…”
Hayırla şer arasındaki çarpışmalar, canlıların, hususen kainatın özeti ve modeli olan insanın kabiliyetlerinin gelişmesine sebep olmuştur.
“ Bütün terakkiyat-ı insaniyeye medar bir mücahede kapısını açıp, hizbullaha karşı meydana çıkabilmek için hizb-üş şeytana bazı cihazat vermiş.”
Bir çekirdek toprak altına atılır. Ta ki çatlayıp büyüsün. Bütün istidatlarını göstersin. Bunun için de kar, kış, yağış, karanlık bir ortamda kalma, çapa, ilaçlanma gibi bir takım muamelelere maruz kalır.
Çekirdeğin bu mücadelesi özünde var olan kabiliyet ve güzelliklerin bütün mertebeleriyle açığa çıkıp onun ağaç olmasına vesile olması gibi, Cenabı Hak ta insanın fıtratında bir tohum gibi bulunan kabiliyetlerin, insanı insan yapan özelliklerin açığa çıkması için hizbüşşeytana telkin ve desiseler gibi bazı cihazatlar vermiştir ki terakkiyat-ı insaniyeye medar bir mücahede kapısını açılsın.
Yani insanın cevherinde, özünde var olan manevi açıdan gelişmesine ilerlemesine sebep olan kabiliyetler güzellikler açığa çıksın.
Atmaca serçe kuşuna musallat olmasayla serçe kuşunun uçma ve kaçma kabiliyetinin açığa çıkması gibi
Bu konuda ayrıca lütfen bakınız.
/soru-cevap/seytanin-yaratilisindaki-imtihan-sirri