İşaratü'l-İ'caz'da Fatihanın tefsirinde, besmeledeki "b harfinden müstefad olan esteinu veya örfen malum olan eteyemmenü" diyor. "estein ve eteyemmenü" besmelenin neresindedir? Ayrıca oradaki, "Besmelenin car ve mecruru bile hiç bir şeye muhtaç değildir cümlesini izah eder misiniz?
Bismillah'ın "bi" si "بِ" -ile- manasına gelir. Besmele ise "Allah'ın ismi ile" demektir. Burada ayetin söylemediği fakat kasdettiği bir şeyler var. Çünkü Allah'ın ismi ile demekle zahiren cümle tamam olmuyor. Allah'ın ismi ile ne? İşte Üstad buna cevab olarak, "mukadder mana" denilen ve zikredilmediği halde kasdedilen manaları sayıyor.
1- Allah'ın ismil ile "Yardım isterim (esteinu)". Bu manaya besmelenin başındaki "bi" işaret ediyor. Bu harf "ile" manasına geldiğinden bu manayı çağrıştırıyor.
2- Allah'ın ismi ile "bereketlenirim (eteyemmenu)". Bu manaya 1.de olduğu gibi, cümlede herhangi bir emare olmasa da insanlar bunu örfen bilirler. Yani Allah'ın ismini anmakla bereketleneceklerini bilir ve umarlar. Hatta İslam'dan önce dahi Araplar Allah ismini biliyorlar ve onun semavat ve arzı yarattığını itiraf ediyorlardı. Bu Kur'an'da zikri geçen bir hakikattir. Fakat onlar putları Allah'a ortak koşarak şirke düşmüşlerdi. Dolayısıyla cümlede karine olmadığı halde "bereketlenirim" manası, örfen bilindiği için zihne kendiliğinden geldiğinden ayet açıkça zikretmese de ayetin muradı arasındadır.
Car ise Arapça'da, bizdeki "ismin hal eklerine" benzeyen bazı harflere denir. "Bi" harfi cerri önündeki "İsmullah" tamlamasını etkileyerek "ismillâhi" yapmıştır. Bu cihetle, "bi" car, İsmillahi ise mecrurdur.
"Besmelenin car ve mecruru bile hiç bir şeye muhtaç değildir." İşaratü'l İcaz'ın aslı Arapça olup bu cümle aslında yoktur. Türkçe'ye tercüme eden Üstad'ın kardeşi Abdülmecid Nursî tarafından açıklama sadedinde yazılmıştır.
Kullanıldığı yerdeki manaya bakacak olursak, besmelenin ikinci bir besmeleye muhtaç olmadığı anlatılıyor. Başka ayetleri okurken önce besmele çekeriz. Besmele de bir ayettir onu okumak için besmele çekmeyiz. Çünkü onu okumak, kendine de besmele çekmek sayılır. Ayrıca besmele gerekmez. Güneşin herşeyi aydınlattığı için kendisini aydınlatacak başka bir şeye ihtiyacı olmadığı gibi. Çünkü o kendini de aydınlatıyor.
İşte Abdulmecid Nursî Efendi bu manayı açmak için o cümleyi yazmış. Besmelenin car ve mecruru demek aslında kendisi demektir. Yani besmele başka besmeleye muhtaç değildir.