Bir gün Medine sokaklarında hz. Muhammed ashabı ile dolaşıyormuş. Bir kadın, karşılarına çıkmış ve evini şereflendirmeleri için kendisine and verip ricada bulunmuş bu yürekten daveti kabul edip eve girmişler bakmışlar ocakta ateş yanmakta ve çocuklar bunun etrafında oynamaktalar kadın şöyle sormuş: Ey Allah'ın resulü Allah mı kullarına daha merhametlidir, yoksa ben mi çocuklarıma daha merhametliyim? Hz.muhammed cevap vermiş: elbette Allah daha merhametlidir. Çünkü o Erhamü'r-Rahimindir. Kadın şöyle demiş: İster misin ki, ya Resulallah, ben çocuklarımdan birini ateşe atayım ? –hayır buyurmuşlar kadın devam etmiş: - o halde Allah kullarına daha merhametli olduğu halde nasıl oluyor da onları ateşe atıyor?
Okuduğum kitapta peygamberimizin buna cevap vermediği yazıyor bana böyle vahye'dildi dediği söyleniyor. Bunun cevabını bize verir misiniz?
Bu hadise şöyle rivayet edilmiştir:
4297) "... İbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:
Biz savaşlarının birisinde ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Selle m) 'in beraberinde bulunuyorduk. O (bu seferde) bir kavme uğrayarak : Bunlar kimdir? diye sordu. O kavim de: Biz müslümanız, dediler. Bir kadın da tandırına yakacak atmakla meşguldü ve beraberinde bir oğlu vardı. Tandırın alevi yükselince kadın çocuğunu uzaklaştırırdı. Sonra kadm Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in yanına geldi ve t
Sen Allah'ın Resulü (mü)sün? dedi. O da:
Evet, buyurdu. (Bunun üzerine) kadın (O'na) :
Babam, anam sana feda olsun! Allah merhametli olanların en çok merhametlisi değil mi? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Evet, (en merhametlisidir), buyurdu. Kadın i
Allah, kullarına, annenin çocuğuna şefkatinden daha çok merhametli değil midir? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
Evet, (daha merhametlidir), buyurdu. Kadın:
Peki, anne, çocuğunu ateşe kesinlikle atmaz, (yâni merhametlilerin en merhametlisi olan Allah, kullarının bâzısını nasıl ateşe atacak), dedi. Bunun üzerine ResûluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ağlıya-rak mübarek başını eğip uzun zaman yere baktı. Sonra mübarek başını kadına doğru kaldırarak:
Şüphesiz Allah, hak yoldan sapıp O'na itaat etmeye tenezzül etmeyen ve Tevhîd kelimesini söylemekten imtina eden azgın kulundan başka kullarına azab vermeyecektir, buyurdu."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Râvi İsmail bin Yahya'nın zayıflığı sebebiyle İbn-i Ömer (R.A.Vnm bu hadisine âit sened zayıftır. Bu râvinin zayıflığı hususunda ittifak vardır. Sindi de : Ben derim ki bu hadisin aslı Zevâid nevinden değildir.
Bu dünya bir imtihan yeridir. İyiler ile kötüleri, elmas ruhlu ile kömür ruhluları ayırt etmek için Allah bizleri imtihan ediyor. Bu imtihanın neticesinde iyilere cennet; kötülere ise cehennem vadedilmiştir. Eğer imtihan olmasa idi o zaman elmas ruhlu Hz. Ebu Bekir(ra) ile kömür ruhlu ebu cehil aynı seviyede kalırdı. Bu da adalete zıt olurdu.
Allah kullarına karşı hem adaletlidir. Hem de merhametlidir. O bütün kullarının kendisini Allah olarak tanımasını ve kendisine kulluk etmesini istediği gibi; bütün kullarının iyi olmasını ve cennete gitmesini istemektedir. Fakat bazıları inat ederek, isyan ederek iyiliği değil kötülüğü tercih etmektedir. Bunları affetmek ve cehenneme atmamak ise yolsuz bir merhamet olup onlardan zarar ve zulüm görenlere bir merhametsizliktir. Mesela binlerce veya milyonlarca insanı öldüren bir caniyi affetmek yanlış bir merhamettir. Hem de o cani yüzünden zarar ve zulüm gören insanlara karşı da bir merhametsizliktir.
Bunun için Allah'ı tanımayan, Ona isyan eden, insanlara zulüm eden kötüleri cehenneme atmak merhametsizlik değildir.