Bazı kimseler Allah'a ulaşmaya sadece üç vesile vardır diyorlar. Bunlar; Esmaül Hüsna, Dua ve Salih Amelin olduğu ifade ediliyor. Allah'a sadece bu üç vesile ile mi ulaşılır, başka vesileler de var mıdır? Sünnet-i Seniye bir vesile değil midir?
Allah'a ulaştıracak vesileler pek çoktur. Esma, dua, salih amelde bunlardan bazılarıdır. Fakat sadece bunlardır demek doğru olmaz. Elbette Sünnet-i Seniyede Allah'a ulaştırır. Çünkü Sünnet-i seniyyeye göre hareket etmek de salih ameldir.
Ayrıca takva, marifetullah, ibadet, salavat, tefekkür, cihad, acz ve fakrını bilmek, hayatta olan veya vefat etmiş olan bazı efdal zatlar dahi tevessüle vesiledir.
Örneğin hayatta olan veya vefat etmiş olan peygamberler ve efdal zatları vesile kılmak ile ilgili şu delilleri getirebiliriz.
Ayet-i kerime Cenab-ı Hak: "Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı."(Nisa, 4/64) buyurmuştur.
Haşim oğlu Esed kızı Fatıma (r.a) vefat edince, Peygamberimiz (a.s.m), “O Allah ki, diriltir ve öldürür. O, ölümsüz olan diridir. Affet, ona hüccetini telkin et, yani vereceği cevabı öğret, gireceği yeri ona genişlet... Nebinin ve benden önceki nebilerin hakkı için, bunu yap. Şüphesiz sen, merhamet edenlerin en merhamet edenisin.. diye dua etmiştir.((Ebu’l-Kâsım Süleyman b. Ahmed et-Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat (Kahire: Dâru’l-Harameyn, , 1995), 1: 67 ( h. No: 189).)
Hatîb-i Bağdâdi Târih'inde İmam-ı Şâfiî Hazretlerinin de şöyle dediğini rivayet etmektedir: Ben Ebû Hanîfe'nin kabrini ziyarette saadet ve bereket buldum. Her gün onun kabrini ziyaret etmeyi adet edinmişim. Bir ihtiyacım olduğunda bulunduğum yerde iki rek’at namaz kılıp Ebû Hanife'nin kabrine giderim. Onun kabri yanında ihtiyacımı Cenâb-ı Hak'tan dilerim. Çok zaman geçmeden ihtiyacım yerine gelir.(Ebü’l-Abbâs Zeynüddîn (Şihâbüddîn) Ahmed b. Ahmed b. Abdillatîf eş-Şercî ez-Zebîdî. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sahih Tercemesi ve Şerhi, trc. Kâmil Miras (Ankara: DİB Yayınları, 1987). 4: 197.)
Bu üç rivayet dahi bize başka şeylerin de tevessüle vesile olacağını bildirmektedir.
Bediüzzaman hazretleri de bu konuda şöyle buyurmaktadır.
"Cenab-ı Hakk'a vâsıl olacak tarîkler pek çoktur. Bütün hak tarîkler Kur'andan alınmıştır. Fakat tarîkatların bazısı, bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kasır fehmimle Kur'andan istifade ettiğim "Acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür" tarîkıdır. Evet acz dahi, aşk gibi belki daha eslem bir tarîktir ki; ubudiyet tarîkıyla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi, Rahman ismine îsal eder. Hem şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki Rahîm ismine îsal eder. Hem tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin, daha parlak, daha geniş bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsal eder." (Sözler, Shf:86)