Hz Eyyüb'un eşine vurma meselesi Kur'ân'da geçiyor. Oysa ki peygamberimiz eş dövmekten bizleri sakındırmış ve kendisi de hiç yapmamış. Bir peygamber olarak insanların en üstünlerinden biri, bu olayın muhakkak bir hikmeti vardır, nasıl bakmamız gerekiyor? Açıklaması nedir?
Bahsettiğiniz gibi bu olayın çok büyük hikmetleri ve Allah’ın rahmetinin bir cilvesi gözükmektedir. Şöyle ki;
Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm) hastalığı esnasında karısına: ”Allah'a kasem ederim ki, hastalığımdan iyi olursam sana yüz sopa vuracağım" diye yemin etmişti. Bu yeminin sebebi olan olayın mahiyeti hakkında ihtilaf vardır. Buna göre Fahreddin Razî şöyle demiştir;
“Ayetteki, "Elinle bir demet sap al" ile kastedilen ot, fesleğen ve benzeri şeylerden küçük bir demet manasınadır. Bil ki bu söz, daha evvel, Hazret-i Eyyûb (a.s)'dan bir yeminin sâdır olduğuna delâlet etmektedir. Bir hadiste, onun hanımına karşı yemin ettiği bildirilmiştir. Âlimler, onun, hangi sebepten ötürü hanımına karşı yemin ettiği hususunda ihtilaf etmişlerdir: Doğruya en yakın olan, o hanımının, Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm)'a, bazı işlerinde muhalefet etmesinden ötürü bu yeminin olmasıdır. Çünkü o kadın, bazı işlerini görmeye gidiyor, bu yüzden gecikiyordu. Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm), iyileştiğinde ona yüz sopa vuracağına dair hasta iken yemin etti. O kadın, ona çok güzel hizmet ettiği gibi, Cenâb-ı Hak, Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm)'un yeminini hem kendine hem hanımına kolay olan en basit yolla çözdü.[1]
Nesefi ise bu olayın itikada dayalı olduğunu söylemiştir;
“Eyyûb (as) zevcesinin i‘tikāden yanlış bir konuşması sebebiyle, sıhhat bulduğu zaman, ona yüz değnek vuracağına yemîn etmişti. Fakat o hanımcağız, hastalık günlerinde kendisine gāyet fedâkârca hizmet ettiği için Allah-ü Teâlâ ona böyle, yüz fesleğen sapından oluşan bir demetle şeklî ve latîf bir cezâyı kâfî görmüştü.”[2]
Anlaşılacağı üzerine burada Eyyüb (as) böyle bir yemin etmiştir. Fakat eşinin, ona olan şefkatinden ve güzel muamelesinden dolayı Cenab-ı Hak bu cezayı hikmetli ve basit bir şekilde hallin yolunu göstermiştir. Nitekim Hz. Eyyüb bir yemin etmişti ve Allah onun sözünden dönerek günaha girmesini istemedi. Bununla beraber karısı da eşinin hastalığı müddetince ona hakkıyla bakmıştı ve Allah da onu şefkatle muhafaza edecekti. Böylece ikisini de muhafaza etmek adına yüz defa sopayla vurmak yerine yüz tane fesleğen sapını bir demet haline getirerek bir defa vurmasını söyledi. Bilindiği üzere fesleğen çok nahif, yumuşak, incecik bir şeydir. Belki de hissedilmeyecek derece de basittir.
İşin rahmet boyutu böyleyken bir de hikmet boyutu vardır. Bu kıssa vesilesiyle Cenâb-ı Hak, Hazret-i Eyyûb (aleyhisselâm)'un yeminini hem kendine hem hanımına kolay olan en basit yolla çözdüğü gibi birde biz kullarına bu ruhsatı gösterdi. Buna göre Hazret-i Peygambere (s.a.v), bir cariyeyle zina eden sakat, sıska biri getirildi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): 'İçinde yüz çöpü bulunan bir hurma salkımı alıp, ona onanla bir kere vurunuz" buyurdu.[3] Böylece fıkıhta yeminler ve kefaretler meselesi içinde bu bir ruhsat olarak değerlendirilmiştir. Yüz sopanın bu şekilde yerine getirilişi, şer'î cezalarda (hudûd) hastalık vb. bir zaruret sebebiyle sürdürülmüş bir ruhsat oldu.[4]
[1] Fahrettin Razi, Mefatih’ûl Ğayb, Dar’ul İhya et-Tûras, Beyrut 1999, c.26, s.399
[2] Nesefî, Medarik’ut Tenzil, Dar’ul Kelim-İt Tayyib, Beyrut 1998, c. 3, s.157
[3] Ebû Davut: Hudûd, 33; Ibn. Mace Hudüd, 18; Mefatih’ûl Ğayb, c.26, s.399
[4] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları, c. 12, s. 208-209.