Zamanda yolculuk mümkün müdür?
Bu konu İslamiyet’te Bast-ı zaman, Tayy-i zaman veya Tayy-i mekân yani zamanın genişlemesi veya zaman ve mekânın dürülmesi ve kısalması olarak tabir edilmektedir.
Bast-ı zaman, zamanın genişlemesidir. Buna İslam tarihinde mazhar olmuş çok zatlar vardır. Buda bu yolculuğun mümkün olduğunu göstermektedir.
Bununla ilgili Bediüzzaman hazretleri şu izahatları yapmaktadır:
"Bekā âleminin birkaç dakikası, şu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir. Hem şu hakîkate bina edilen, beyne’l-evliyâ(evliyalar arasında) kesretle(çoklukla) vukū‘ bulmuş olan bast-ı zaman (Hâşiye)hâdiseleridir. Bazı evliyâ bir dakikada, bir günlük işi görmüş. Bazıları bir saatte, bir senelik vazîfesini yapmış. Bazıları bir dakikada, bir hatme-i Kur’âniyeyi okumuş olduklarını rivâyet edip ihbâr ediyorlar. Böyle ehl-i hak ve sıdk, bilerek kizbe(yalana) elbette tenezzül etmezler. Hem o derece hadsiz ve kesretli bir tevâtürle bast-ı zaman hakîkatini aynen müşâhede etmişler ki; aslâ medâr-ı şübhe olamaz. Şu bast-ı zamanın herkesçe musaddak olan bir nev‘i, rüyada görünüyor. Bazen bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, geçirdiği ahvâli, konuştuğu sözleri, aldığı lezzetleri veya çektiği elemleri görmek için yakaza âleminde bir gün, belki günler lâzımdır.
Hâşiye: قَالَ قَٓاِئلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ âyeti ile وَلَبِثُوا ف۪ي كَهْفِهِمْثَلٰثَ مِائَةٍ سِن۪ينَ وَازْدَادُوا تِسْعًاâyeti, tayy-ı zamanı gösterdiği gibi, وَ اِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَاَلْفِ سَنَةٍ مِمَّاتَعُدُّونَ âyeti de bast-ı zamanı gösterir."[1]
Tayy-i zaman, zamanın daralması veya dürülmesidir. Ashab-ı Kehfin yaşadığı budur. Çünkü onlar 300 veya 309 sene kaldıkları halde kısa bir uyku gibi geçtiği için bir gün kaldıklarını zan ettiler.
Tayy-i mekân ise, mekânın dürülmesi veya kısalmasıdır. Uzun bir yolu kısa bir zamanda geçmek ve kat etmmeye denir. Peygamberimizin İsra ve miraç mucizeleri de buna işaret eder. Ayrıca bazı veli zatların bunu yaşadıklarına dair çok rivayetler vardır. Somuncu babanın Bursa ulucamiinde 3 kapıda gözükmesi de buna örnektir.
Yine Bast-ı zaman ve tayy-i mekâna işaret eden Bediüzzaman hazretlerinin bir izahı şöyledir:
"İ'lem eyyühe'l-aziz! Denizlerde vukua gelen med ve cezir gibi, evliya arasında da bast-ı zaman, tayy-ı mekân meselesi şöhret bulmuştur. Ezcümle: Kitab-ı Yuvakit'in rivayetine göre, İmam-ı şa'rani bir günde iki buçuk defa kocaman Fütuhat-ı Mekkiye namındaki büyük mecmuayı mütalaa etmiştir. Bu gibi vukuat istiğrabla inkâr edilmesin. Zira bu gibi garip meseleleri tasdike yaklaştıran misaller pek çoktur. Mesela, rüyada bir saat zarfında bir senenin geçtiğini ve pek çok işler görüldüğünü görüyorsun. Eğer o saatte o işlere bedel Kur'an okumuş olsaydın, birkaç hatim okumuş olurdun. Bu halet evliya için halet-i yakazada inkişaf eder. Zaman inbisat eder. Mesele ruhun dairesine yaklaşır. Ruh zaten zamanla mukayyed değildir. Ruhu cismaniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri, sür'at-i ruh mizanıyla cereyan eder."[2]
Her hâlükârda Cenab-ı Hakk insanın fıtratına böyle bir durum yerleştirmiştir. Bu konuda Üstad Bediüzzaman hazretleri şu açıklamayı yapmaktadır:
Zemin ile gökler, bir hükûmetin iki memleketi gibi birbirine alâkadardırlar. Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muameleler vardır. Zemine lâzım olan ziya, hararet ve bereket ve rahmet gibi şeyler semadan geliyor, yani gönderiliyor. Vahye istinad eden bütün edyan-ı semaviyenin icmaı ile ve şuhuda istinad eden bütün ehl-i keşfin tevatürüyle, melaike ve ervah semadan zemine geliyorlar. Bundan, hisse karib bir hads-i kat'î ile bilinir ki: Sekene-i arz için, semaya çıkmak için bir yol vardır. Evet nasıl herkesin akıl ve hayal ve nazarı her vakit semaya gider. Öyle de: Ağırlıklarını bırakan ervah-ı enbiya ve evliya veya cesedlerini çıkaran ervah-ı emvat, izn-i İlahî ile oraya giderler.[3]
Bunları göz önünde bulundurduğumuzda zamanda yolculuk mümkündür. Ancak bu kolay ve sıradan bir iş değildir. Bugüne kadar bu noktada bilimsel olarak yapılan izahatlar ve bu durumun teori olarak kabul edilmesine rağmen fiili olarak gerçekleştirilememiş olması da bunu ortaya koymaktadır. Ancak Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ederek bütün hayatlarını Allah’ın rızasını kazanmak için harcayan insanlara Allah’ın bir ikramı suretinde olabilmektedir. İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Fakat zamanda ileriye veya geriye giderek o zamanlarda tasarruf etmek ve değiştirmek konusu ayrıdır. Buna dair örnekler bilmiyoruz. Ayrıca Allah'ın buna izin vereceğine dair de bir bilgimiz yoktur.
Ayrıca aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz:
https://risale.online/soru-cevap/cennette-zaman
https://risale.online/soru-cevap/allahin-sifatlari-ve-zaman
https://risale.online/soru-cevap/bast-i-zaman