"Nasıl ki bir saatin saniyeleri ve dakikaları ve saatleri ve günleri sayan haftalık saatin milleri birbirine benzer, birbirini isbat eder. Saniyelerin hareketini gören, sâir çarkların hareketlerini tasdîk etmeye mecbûr olur. Aynen öyle de, semâvât ve arzın Hâlik-ı Zülcelâl’inin bir sâat-i kübrâsı olan bu dünyanın saniyelerini sayan günler ve dakikalarını hesab eden seneler ve saatlerini gösteren asırlar ve günlerini bildiren devirler birbirine benzer, birbirini isbat eder. Ve bu gecenin sabahı ve bu kışın baharı kat‘iyetinde, fânî dünyanın karanlıklı kışının bâkî bir baharı ve sermedî bir sabahı geleceğini hadsiz emârelerle haber verir," Üstadın verdiği örnekte zaman silsile halinde çarkları büyüyerek devam ediyor. Ama ahirete gelince orda artık sabitleniyor. Aynı mantıkla gidersek orada da daha büyük çarkların olması gerekmez mi? İzah eder misiniz?
İlgili yerde; saniye, dakika, saat, gün... diye giden silsilede Üstad Hazretleri alemin sonunun geleceğini ve ahiretin varlığını ispat etmiştir.
Allah, kanun koyucu olmakla beraber zamanın da yaratıcısıdır. Hem madem hiç bir şey onun iradesini ve kudretini sınırladıramaz. Dünyadaki işleyiş ile ahiretin işleyişi aynı olacak diye bir kanun yoktur. Nasıl ki, alem-i şehadet ile alem-i şehadetin şartları ve kanunları farklıdır. Bunun gibi dünya ile ahiretin de farklıdır.
Ahiret hayatında ki işleyişin Dünyadaki kanunlarla yürümeyecegini biz biliyoruz. Cenab-ı Hak ilgili ayetlerde cennette Ebedi olarak yasanılacagını ifade ediyor Lakin, Ahiret'ki zaman hakkında da tam bir bilgiye sahip değiliz.
ilgilini linki dikkatlice okursanız çok daha ayrıntılı bir bilgiye erişirsiniz: