“Keza zalike’nin “lam” vasıtasıyla ifade ettiği buud Kur’an’ın kemaline delalet eden ulüvv rütbesine işarettir.”(İşaratü'l-İ’caz)
Burada 'zalike' zamiri Kur’an’ın kemaline nasıl işaret ediyor. Cevaplarsanız memnun oluruz?
Keza ذَلِكَ (zalike)’nin “ل (lam)” vasıtasıyla ifade ettiği buud Kur’an’ın kemaline delalet eden ulüvv rütbesine işarettir.” "(İşaratü'l-İ’caz)
Kısaca : Biraz uzakta bulunan şeyler için "Zake" (şu) işaret zamiri kullanılır. Daha uzaktaki şeyler içinse "zake" ye "lam" eklenerek "zalike" yapılarak gösterilir. İşte bu çok daha fazla uzaklığı ifade eden zalike Kur'an' ın büyük, azametli ve yüce bir kitap olduğunu vurgulamaktadır. Çok uzaktan bile görünecek bir büyüklüğe sahiptir. Çünkü bir şeyin büyüklüğü ne kadar uzakta da olsa görünebilir olması ile ilişkilidir.
Aleyküm selam sevgili okuyucumuz, Bakara suresinin ikinci ayetinde geçen ذَلِكَ (zalike) ifadesi işaret zamiri olarak kullanılmıştır. Arapçada işaret zamirleri mesafeye göre farklı olarak kullanılırlar. Mesela yakın için "haza" (bu), orta mesafe için "zake" (şu), uzak mesafe " ذَلِكَ (zalike, şu )" işaret zamiri kullanılır. "Zake" zamiri de uzak için kullanılır fakat daha uzaktakiler için "lam" harfi getirilerek "zalike" zamiri kullanılır.
“ذَلِكَ (zalike)” kelimesinde uzaklığı ifade eden “ل (lam)” harfi, Kur’an’ın yüceliğini gösteren yüksek mertebesine işaret eder. Buradaki uzaklık maddi bir mesafe ve uzaklık değildir. Meselenin anlaşılması için maddi bir misal ile izah edelim; mesela gökyüzünde muazzam bir yıldız var ve o yıldız ne kadar uzakta olursa olsun her taraftan ve her mesafeden görünüyor. İşte bu yıldız ne kadar uzakta da olsa tüm parlaklığıyla görünüyorsa, bu o yıldızın muazzam derecedeki büyüklüğünü gösterir. Halbuki o yıldızın (Kur’an’ın) yanında nice başka taş ve toprak yığınları var ki yakın mesafelerden bile görünmezler. Burada Kur’an’ın manevi azametini ve büyüklüğünü ifade etmek için onun en uzaklardan bile görünebileceği "uzaklık"teşbihiyle ifade ediyor. Kalbi sönmemiş her insan nereden bakarsa baksın Kur’an’ın nurundan istifade edebilir. Hiç bir şey onun bu istifadesine engel olmaz. İşte Kur’an tüm azameti ile yaklaşık 1500 yıl öncesinden, tarihin en uzak mesafelerinden şimdiye kadar insanlığı ve kâinatı aydınlatmaya devam ediyor. Zaman ihtiyarlandıkça Kur’an’ın gençleşmesi bu hakikati ifade eder.
İşte Kur’an maddi ve manevi tüm özellikleri ile her açıdan büyüktür. Onu küçük düşürecek hiçbir yönü yoktur. Her cihetle en büyük makamdadır. Onun manevi rütbesi her zaman ve şartta en büyük kademededir.