"Manalar kalpten çıktıkları vakit, suretlerden çıplak olarak hayale girerler, oradan suretleri giyerler. Hayal ise, her vakit bir sebep tahtında bir nevi suretleri nesceder..." izah eder misiniz?
Hayal bir nevi suretler deposu görevi görür. Kalpten çıkan manalar ise suret giymemiş bir şekilde hayale gelirler. Hayalde bulunan suretlerden ya giyerler ya da içlerinden geçerler. Ancak bu iş gelişi güzel olmuyor. Belirli şartlar dahilinde meydana gelir. İnsanın çok meşgul olduğu ve zihin yorduğu şeyleri hayal daha ziyade kullanır ve gelen manalara giydirmeye çalışır. İnsanın kalbinden çıkan manalar eğer temiz iseler, hayaldeki suretler de çirkin ve hoş olmayan şeyler ise, hayal bu suretleri o manalara giydirmez. Fakat o güzel manalar o suretlerin içinden geçerler.
Bu durumdaki insan eğer vesveseli biriyse manaların suretlerle olan temaslarını giymek olarak algılar. Güzel manaların kirlendiğini, kendisinin kötü olduğunu ve o güzel şeylere layık olmadığını düşünür. Şeytan insanın bu halinden çok istifade eder.
Mesela; namaz için geçerli olan zahiri temizlik (necasetten taharet) eğer şartları yerine getirilmişse namazın geçerliliği için yeterlidir. İnsanın bağırsaklarında bulunan necasetin normalde namaza hiç zararı yoktur. Dolayısıyla insanın bağırsaklarında necasetin bulunması, namaz kılmaya bir engel teşkil atmediği gibi, namazın makbuliyetine de zararı yoktur. Çünkü namazın şartları bellidir. Bu şartlar sağlandığı müddetçe namazın kabûlü noktasında hiçbir problem yoktur. Aynen bunun gibi yüce manaların pis şeylere olan yakınlığı onlara bir zarar vermez.
Hem mesela; Kur’an’daki ayetleri tefekkür eden birisini, birden bir hastalık, açlık veya lavabo ihtiyacı gibi ani gelişen bir durum rahatsız etse ve zihnine gelse, elbette o kişinin hayali hastalığın çaresini aramak veya açlığı karşılamak veya lavabo ihtiyacını gidermek için o manaların suretlerini dokuyacak yani hatırına getirecektir. O kişinin düşündüğü ayetler zihnine gelmek için bu suretlerin aralarından geçecekler. Bunda herhangi bir sorun yok ve olması gerekendir. Bir zararı da olmaz. Herhangi bir bulaşma da söz konusu değildir. Bu bir hata da değildir. Fakat hata ve yanlış olan kısım o kişinin bütün nazarını o pis şeylere çevirip zarar ettiğini düşünmesidir. Çünkü bu hal onu o güzel manaları düşünmekten alıkoyar. Allah’ın razı olduğu bir şeyden kaçar, şeytana oyuncak olur.