Âlem-i mana: Sözlük anlamı olarak mana âlemi, manevi âlem demektir. Müekkel meleklerin varlıkların zikir, tesbih ve ibadetlerini temsil ettikleri âleme de denir. Bu terim ruhların bulunduğu âlem içinde kullanılır. Meydana gelmeyen varlıkların mahiyetlerinin bulunduğu âleme de denir. Rüya âlemi manasına da gelir. Gayb âlemi demektir.
Âlem-i şehâdet: Akıl ve duyu yoluyla idrak edilebilen madde ve cisimler âlemine denmektedir. Âlem-i mülk, âlem-i halk, âlem-i nâsut, âlem-i hiss, âlem-i anâsır, âlem-i eflak u encam, âlem-i mevâlid de denmektedir. 1
Âlem-i misal: Tasavvuf ıstılahında âlem-i misâl, ruhlar âlemi ile maddî âlem arasında bir berzahtır. Bununla birlikte misal âlemi bu her iki âlemin manalarına ve hakikatlerine bir ayna gibidir. Yani ruhlar âlemi ve maddî âlemin mana ve hakikatleri latif suretlerle misal âleminde görünür. Demek misal âlemi, ruhlar âlemi ile maddî âlemin mana ve hakikatlerinin suretlerini, şekillerini barındırmaktadır. Tasavvuf erbabına göre misâl âlemi ancak müşahede içindir. Bediüzzaman Hazretlerine göre âlem-i misâl, ruhlar âlemiyle şehadet âlemi ortasında bulunan ve her birine birer yönde benzeyen âleme denir. Hz. Üstadın ifadesine göre âlem-i misâl, ehl-i velâyetin gezinti yeridir. Acâib ve garip şeylerin sergisidir. İnsandaki hayalin gördüğü vazifeyi görmektedir. Hayal, sâdık rüyalar, sadık keşf, şeffaf şeylerdeki temessüller ise misâl âlemini gösteren pencerelerdir.2
Muhlis Körpe, Risale-i Nur Istılahları, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 23
Muhlis Körpe, Risale-i Nur Istılahları, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 23

