Allah’ın rahmetinden ümidini kesmek büyük günahlardandır. Hatta kelâm âlimlerine göre küfürdür. Bu konu ile ilgili Kur’an-ı Kerim'de şöyle buyrulur:
Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü kafir kavimden başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez.1
Ümitsizlik ile ilgili başka bir ayette de Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
De ki: Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.2
Yukarıdaki âyetlerde geçen ümit kavramının mânası, kulun Allah’ın rahmetine güvenmesi, Rabbinin lütfunu kendine yakın hissetmesidir. Bu ifadenin zıddı olan ümitsizlik ise kulun Allah’ın rahmetinden ve yardımından ümidini kesmesidir. Bu ifade, yeis olarak da kullanılmaktadır. Ümit; Allah’ın ilim, hikmet, kerem ve kudretine olan imana dayanırken, ümitsizlik bu sıfatların inkârına dayanmaktadır. Ümitsizlik aynı zamanda doğru yoldan sapanların bir özelliğidir. Kur’an-ı Kerîm’de bu hususla ilgili şöyle buyurulmaktadır:
Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini yitirir ki?3
Bediüzzaman Hazretleri ümitsizlikle ilgili olarak aşağıdaki şu ifadeleri kullanmaktadır:
Yeis en dehşetli bir hastalıktır ki, Âlem-i İslâm'ın kalbine girmiş.
İşte o yeistir ki bizi öldürmüş gibi, garbda bir-iki milyonluk küçük bir devlet, şarkta yirmi milyon Müslümanları kendine hizmetkâr ve vatanlarını müstemleke hükmüne getirmiş. 4
Bu cümlede, ümitsizliğin İslam âleminin içine girmesiyle birlikte toplumun içinde bulunulan mevcut durumdan kurtuluş yolunun olmadığına inanılması ve çözüm yolu aranmamasından dolayı, batıdaki küçük bir devletin doğudaki büyük ve kalabalık devletleri esir alıp sömürge hâline getirdiği anlatılmıştır. Uzun yıllar süren bu durum, sömürülen devletlerin maddî ve manevî ilerlemelerine engel olmuştur. Kendi vatanlarında başka devletlere hizmetçi olmuşlardır. Ümitsizliğin başka bir zararı da şu şekilde anlatılmıştır.
Hem o yeistir ki, yüksek ahlâkımızı öldürmüş, menfaat-ı umumiyeyi bırakıp menfaat-ı şahsiyeye nazarımızı hasrettirmiş .5
Bu cümlede ise ümitsizliğin, bizde bulunan gayret, cesaret, çalışkanlık, yiğitlik, başka insanların faydasını gözetme gibi güzel ve iyi davranışları yok edip sadece kendimizi düşünmemize sebep olduğu anlatılmıştır. Herkesin şahsî menfaatini düşünmesinden dolayı toplumsal bütünleşme sağlanamamış, ortak bir ruh ortaya konulamamıştır. Aşağıdaki ifade de ümitsizliğin toplumsal ve şahsî yönden başka bir zararını şöyle anlatmaktadır.
Yeis; ümmetlerin, milletlerin seretan denilen en dehşetli bir hastalığıdır. Ve kemalâta mani ve "Kulumun güzel düşünceleri ile ona muamele ederim"6 hakikatına muhaliftir. Korkak, aşağı ve âcizlerin şe'nidir, bahaneleridir. Şehamet-i İslâmiyenin şe'ni değildir. 7
Bu kısımda ümitsizliğin, milletleri maddî ve manevî yönden yok eden, ilerlemeye ve gelişmeye engel olan yönü nazara verilmiştir. “Biz modern devletlere yetişemeyiz, onlardan çok gerideyiz” gibi düşünceler uzun yıllar İslam milletinin heyecanını kaçırmış, çalışma şevkini kırmıştır. Hem de Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine karşı bakış açımızı yanlış yönlendirmiştir. Çalışıp, gayret edip Allah’ın yardımıyla bu durumdan kurtulmak mümkün iken hiçbir şey yapmayarak Allah’ın yardımından da geri kalınmıştır. Hatta bir kısım insanlar, bütün bu olumsuz durumların İslamiyet’e olan bağlılığımızdan kaynaklandığını söyleyerek yanlış bir düşünceyi savunmuşlardır.
Ümitsizliğin bir yönü de İslam’ın gerektirdiği kahramanlığa yakışmayan, korkak, âciz ve tembellerin bahanesi olan mânevî bir hastalık olmasıdır. Çünkü İslam’da tembellik yoktur; sürekli olarak çalışmak emredilmiştir. Bu hususla ilgili Kur’an-ı Kerîm’de de şu âyet bulunmaktadır:
Boş kaldığın zaman, hemen başka bir işe giriş yorul!8
Ümitsizlik hastalığı yukarıdaki zararlarıyla beraber dinimiz İslam'ın yanlış anlaşılmasına da sebeb olmuştur. En büyük zararı da bu olmuştur.
Yusuf,12/ 87
Zümer 39/ 53
Hicr15/56
Bediüzzaman ,Mektubat 2 ,Hayrat Neşriyat ,Isparta ,2016, s.451
Bediüzzaman ,Mektubat 2 ,Hayrat Neşriyat ,Isparta ,2016, s.451
Hadis-i Kudsi ,Buhari ,Kitabut Tevhid ,c8,s171, Müslim c3,s2061
Bediüzzaman ,Mektubat 2 ,Hayrat Neşriyat ,Isparta ,2016, s.452
İnşirah 94/7

