Ümitsizliğin birçok sebebi olabilir. Bu sebepler, ümitsizliğe düşen kişilerin durumlarına ve yaptıkları işlere göre değişebilir. Biz burada insanları ümitsizliğe sürükleyen en büyük sebepleri maddeler hâlinde aktarmaya çalışacağız.
1- İbadetler Hususunda Dikkat Etmemek
İbadetler noktasında gerektiği gibi hassas davranmayan kişiler, bu davranışın neticesinde cehennem olduğunu bildiği için şeytanın vesvesesiyle kendini cehenneme gidecek biri gibi görür. Bu hâlden kurtulamayacağını sanır ve ümitsizliğe düşer. Oysa Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.1
Yukarıdaki ayet-i kerimeden de anlaşıldığı üzere Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek gerekir. Allah, tüm günahları affedecek merhamete ve bağışlamaya sahiptir.
2- Kâinattaki Kanunlara Uygun Hareket Etmemek
Cenab-ı Hak kâinatta bir takım kanunlar koymuş ve bu kanunlara uymamızı istemiştir. Bu kanunlara uymamız neticesinde bizlere başarı vereceğini şu ayet-i kerime ile bildirmiştir:
Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.2
İstediğimiz, amaçladığımız hedefin gerçekleşmesi için gereken şartları yerine getirmemiz lâzımdır. Mesela; iyi bir üniversite kazanmak için programlı ve ciddi bir şekilde ders çalışmak gerekir. Yine iyi bir sporcu olmak için defalarca idman yapmak gerekir. Bu şartları yerine getirmeden “ben iyi bir üniversite kazanayım, iyi bir sporcu olayım” denirse, şartlar meydana getirilmemiş olduğundan amacımıza ulaşamayız. Bu da bizi ümitsizliğe sevk eder.
3- Kişinin Hedefinin Olmaması
Kişinin bir hedefinin olmaması onu ümitsizliğe sevk edebilir. Çünkü insanlara hayat veren, harekete geçiren, çalıştıran ve lezzet aldıran şey bir amacının olmasıdır; ulaşmak istediği bir hayalinin bulunmasıdır. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle demiştir:
İnsanları canlandıran emeldir; öldüren ye'stir.3
Yani insanları koşturan, çalıştıran, harekete geçiren şey bir arzusunun, gayesinin ve hedefinin olmasıdır. Eğer bir hedefi ve amacı yoksa, o zaman insan bir şey yapamamaktan dolayı ümitsizliğe düşebilir.
4- Hırs ve Acelecilik
Cenab-ı Hak kâinatta sebepleri bir perde olarak koymuştur. Bundan dolayı hadiseler bir sebebe bağlıdır ve birdenbire değil, zamanla gelişmektedir. Örneğin bir ağacın meyve vermesi birkaç yılı bulur. Anne karnında bir bebek 9 ayda oluşup dünyaya gelir. Bunun gibi bizim yapacağımız işler de belli bir zamana bağlı olacaktır. Hemen netice beklememek gerekir. Hemen netice beklemek ve istediği sonucu alamamak ümitsizliğe sevk edebilir. Sabretmek gerekir. Cenab-ı Hak bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
Ey inananlar, sabretmek ve namaz kılmakla Allah'tan yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerledir. 4
Yukarıdaki maddelere ilave olarak ümitsizliğe düşmenin sebepleri olarak aşağıdaki maddeleri de sıralayabiliriz:
• Başkalarıyla istişare etmemek
• Çokça vesveseye maruz kalmak, vesvesenin çözüm yollarını aramamak
• Kararsızlık ve bir işte süreklilik göstermemek
• Hadiseleri yanlış anlamlandırmak ve hakikatini bilmemek
Zümer, 39/53
İsra, 17/13
Bediüzzaman, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta, 2016, s.500
Bakara, 2/153

