Kadınların spor salonuna giderek spor yapması uygun mudur? Bu konuda dinimizin koyduğu ölçüler nelerdir?
İslâm dini, ruhu ve bedeni korumayı her zaman düstur edinmiş, sağlıklı birey ve toplum yetiştirmek amacıyla bu konuyu desteklemiştir. Bu açıdan İslâm dininde sportif faaliyetler, daha çok sağlık için ve savunma amaçlıdır.
Kadınların spor salonuna gitmesi ise bazı şartlar ile elbette caizdir. Bunda bizatihi haramlık yoktur. Kendilerine uygun olarak tasarlanmış ve planlanmış spor merkezleri kadınların istifadesi ve sağlıkları açısından da güzeldir.
Ancak bu şartların en önemlisi bu spor merkezlerinde erkeklerin bulunmamasıdır. Binaenaleyh “Ergenlik çağına erişmiş Müslüman kadınların, yabancı (mahremi olmayan) erkekler yanında el, yüz ve ayakları dışında kalan bütün bedenini örtmeleri emredilmiştir.[1] Fakat burada kast edilen örtme eylemi bol bir şekilde, uzuvları belli olmayacak bir tarzda olmalıdır. Vücut hatlarını ortaya koyan herhangi bir kıyafet dinin öngördüğü örtünmeyi sağlamaz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), vücut hatlarını belli eden elbise giyen kadınları kast ederek “Giyinik olduğu halde çıplak olan nice kadınlar vardır”[2] buyurmuştur. Nitekim spor esnasında tesettürün muhafazası pek de mümkün değildir. Spor doğası gereği eğilip kalkmayı, hızlı hareket etmeyi ve değişik hareketler yapmayı gerektiren bir faaliyettir. Bu sebeple erkeklerin görmediği bir ortamda icra edilmesi elzemdir.
Unutulan ve ihmal edilen ve en az yukarıda ki kadar mühim olan diğer şart da kadınların kendi aralarında ki tesettürü meselesidir. Bu itibarla kadınların kendi aralarında da tesettüre riayet etmeleri gerekmektedir. Kadınların kendi aralarında olan tesettürü ise göbek ve diz kapağı arasıdır. Ancak İmam Azâm’dan bir kavle göre kadının diğer kadınlara göre avreti de mahremi olan erkeklere göre avreti gibidir, karnını ve sırtını da gösteremez.[3] Feteva-i Hindiyye de ise şöyle denilmiştir. “Saliha bir kadına facire bir kadının bakması caiz değildir. Cilbabını ve baş örtüsünü onun yanında indiremez.”[4] Fitnenin ve teknolojik cihazların bu kadar yaygınlaştığı ahir zamanda daha ihtiyatlı olan bu görüşü tercih etmek takva bakımından daha uygundur.
Ayrıca kadınların kendi aralarında dikkat ettikleri tesettür ölçüsü gayr-i müslim kadınların yanında değişkenlik arz etmektedir. Nitekim “Mü'min kadınlara da söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar; (el, yüz gibi) görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini göstermesinler ve başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar! Ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kendi kadınları (Müslüman kadınlar) veya sâhib oldukları câriyeleri veya (pek yaşlı olmakla) kadınlara karşı şehvetleri olmayan erkek hizmetçiler veya kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler! Gizlemekte oldukları ziynetleri bilinsin diye ayaklarını (yere) vurmasınlar! Ey mü'minler! Hep birlikte Allah'a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.”[5] Âyetinde geçen "kendi kadınları” tabirinden maksat, çoğu âlimlerimize göre Müslüman olan kadınlardır.[6]
Nitekim Hz. Ömer; Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'a yazdığı emir mektubunda: "Haber aldığıma göre, gayr-ı müslim vatandaşların (zimmîlerin) kadınları, Müslüman kadınlarla beraber hamamlara giriyorlarmış. Bunu yasakla ve buna engel ol. Çünkü zimmî bir kadın, Müslüman bir kadının avretini görmesi caiz değildir." diye emir vermiştir.[7]
Kurtubî de mü'min bir kadının, müşrik bir kadının önünde açılması caiz değildir, der. Bu konuda Hanefi Mezhebi'nin görüşü de budur.[8]
İbn Abbas da Müslüman bir kadını, Yahudi ya da Hristiyan bir kadının görmesi helal değildir, zira gider kocasına anlatır." demiştir.[9]
İbn Abbas’ın (ra) bu yorumunu şu zamanda değerlendirecek olursak “fotoğraf çeker, başkalarına gösterir, yayar, internet ortamlarına düşürür” vb. anlamlarına da gelebileceği bizim kanaatimizdir.
Bütün bu delillerden anlaşıldığına göre gayr-i müslim bir kadın Müslüman bir kadının yalnız yüz ve ellerine bakabilir. Vücudunun başka yerlerini görmesi caiz değildir.
Özetle, kadınların bu şartları gözeterek spor yapması caizdir. Ancak bu şartların riayet edilmediği bir yerde bulunmaları ve spor yapmaları caiz değildir.
[1] Nur 24/31
[2] Müslim, “Libas, 125
[3] Zeylaî, Fahruddîn Osman b. Ali, Tebyînü’l-hakâik şerhu kenzi’d-dekâik, Mısır 1313, c. VI, s. 18
[4] Fetava-yı Hindiyye, c. V. S. 289.
[5] Nisa, 4/31
[6] Fahrüddin Razi, XXIII, 207.
[7] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.
[8] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.
[9] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.