Soru

Soru Sormak ve İman

Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde hayattalar ama biz göremiyoruz" "gerçektende de öyle midir" diye soru sordum. Vesvese olmasın diye ama "haşa ayete inan mıyor musun" dedi. Ben de hayır inanıyorum tabiki dedim ama içimi bir korku kapladı. Acaba imanıma bir şey olmuş mudur? Böyle sorgulamak bilgi için imanımıza zarar verir mi?

Tarih: 17.11.2020 19:17:26
Okunma: 1417

Cevap

Şehitlerin ölümü ve ilgili kısmın izahatı için aşağıdaki linke bakabilirsiniz:

https://risale.online/soru-cevap/sehidlik-ve-olum-acisi

Söz konusu olan sorgulamanın imana zarar verip vermediği sorusu ise;

 Lügatte, "bir şeyi örtmek, perdelemek, gizlemek ve nimete nankörlük etmek" anlamlarındaki "küfür" kavramı dini bir terim olarak; Hz. Peygamberi ve onun Allah'tan getirdiği kesinlikle sabit olan şeyleri yalanlamak, tevatür yoluyla bize ulaşmış bulunan hükümlerden birini ya da bir kaçını inkâr etmek demektir. Bu anlamda "küfür", "imân" kavramının zıddıdır.[1] Bunlarda bir inkâr söz konusu değilse imana doğrudan küfür manasında bir zararı yoktur demektir.

Küfür, en büyük günahtır. Bir insanın iman edilmesi gereken hususların hepsini inkâr ettiğinde küfür eylemini işlemiş olacağı gibi, birini hatta bir âyette yer alan bir hükmü, bir helalı, bir haramı, bir emri veya bir yasağı inkâr etse, yalanlasa, hatta beğenmese, küçümsese veya alay konusu etse yine küfre düşmüş olur.”[2]  

Zaman zaman  insanın anlayamadığı meseleler karşısına çıkmaktadır. Bunlar değişik meseleler olabildiği gibi, dini meseleler de olabilmektedir. İnsanın bu durumlardaki ölçüsü anlayamadığı şeyleri hemen reddetmek olmamalıdır. Cenabı Hakk’ın bize bildirdiklerini anlamaya çalışmak; anlayamadıklarımızı bilenlerden ve anlayanlardan sormak ve öğrenmeye çalışmak gerekir. Bu önemli bir ölçüdür. Öğrenmek amaçlı bir sorgulamada günah veya inkar olmadığı gibi, bir hakikatin anlaşılması insanın imanının  güçlü olmasına da vesile olmaktadır.  İmanı taklidi derecesinden tahkiki derecesine çıkarmaktadır. Böyle bir inanç çok daha sağlam ve olması gerekendir. Âlimler bu konuda hemfikirdirler. Bu durum günah değil, sevaptır. İnsanın Allah katındaki değerini artırır. 

Mevzunun daha net anlaşılması için; Konuya işaret eden bir ayet-i kerimeyi de buraya kaydedelim; “ Ve hani İbrâhîm: “Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!” demişti. (Rabbi ise:) “Yoksa inanmadın mı?” buyurdu. (İbrâhîm:) “Hayır (inandım), fakat kalbimin mutmain olması için (istiyorum)” dedi. (Bunun üzerine Rabbi) buyurdu ki: “Öyle ise kuş(lar)dan dört tâne yakalayıp onları kendine alıştır, sonra (onları kesip parçala,) her bir dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır, (bak nasıl) koşarak sana geleceklerdir!” Artık bil ki şübhesiz Allah, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.”[3]

Müfessirler bu ayeti yorumlarken Hz. İbrahim’in (a.s) bir şüpheden bunu yapmadığını, bunu gözleriyle görmek istediğini, çünkü insanın ruhunda kendisine haber verilen şeyleri görmek isteği vardır demişlerdir.[4] Peygamber Efendimiz (a.s.m) da “ Haber vermek gözle görmek gibi değildir.”[5] Buyurmaktadır. Bunlar gösteriyor ki; Cenab-ı Hakk’ın emirlerini anlamak ve daha güzel yaşamak için yapılan araştırmalar imanı kuvvetlendirir. Allah bizi buna teşvik eder. Dolayısıyla bu tarz araştırmalar imana zarar vermediği gibi, onları öğrenmek imana kuvvet verir. İtikadı güçlendirir. Ancak amaç öğrenmek olmalıdır. 

 


[1] Dini Kavramlar Sözlüğü, 390.

[2] Dini Kavramlar Sözlüğü, 390.

[3] Bakara, 2/260.

[4] Bkz: Kurtubi, c, 3; s, 516.

[5] Müsned, c, 1, s 215, 271.


Yorum Yap

Yorumlar