Soru

Resim ve Fotoğraf

Resim yapmak caizmidir? Fotoğraf çekmenin bir hükmü var mıdır?

Tarih: 19.02.2011 11:25:26
Okunma: 14065

Cevap

Resim Ve Heykellerin Hükmü

Resim veya heykel, ya güneş, ay, ağaç ve mescid gibi cansız bir varlığa âit olur. Ya da akıllı veya akılsız bir canlıya âit olur. Cansızlarınki ihtilafsız olarak caizdir. Canlılarınkine gelince, mezheblerin buna ilişkin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

Bu sayılanlar içinde, Allah'tan başkasına tapmak için yapılan heykeller gibi, şer'an fâsid olan bir gaye uğruna yapılanları haram kılınmıştır. Bunları yapanlara en ağır cezalar verilecektir.

Aynı şekilde heykellere benzeyen, insanı kötü düşüncelere sevkederek haram zevklerini kamçılayan resimler de haramdır. Bu gibi resimleri yapmak, bulundurmak ve bunlarla gönül eğlendirmek haram olup büyük günahlardandır.

İslâm dininin resim ve heykeli yasaklamasının amacı, putperestliği ortadan kaldırmak ve her türlü izini silmektir. Putperestliğe yaklaştıran veya putperestlik anısını canlandıran her resim ve heykel haramdır. Bunlar dışında kalanlar caizdir. (83)

 

FOTOĞRAF ÇEKMEK:

Fotoğraf makinasının hayata girmesiyle, devlet işlerinde (kimlik, pasaport, ehliyet, para, tapu v.b.) resimlerin kullanılması kaçınılmaz olmuştur. Öyle ki bugün dünyada fotoğraf makinasının (resim) kullanılmayan alan yok gibidir. Alimlerden kimi fotoğraf makinasını resim çizmeye kıyas etmiş, kimi ise aynaya bakmaya, ya da su üzerinde kişinin siluetinin (resminin) çıkmasına kıyas etmiştir. Bu hususta da bazı alimler bunun caiz olduğunu, bir kısmı da olmadığını savunmuştur. 
Caiz görenler, fotoğraf belirli vasıtalarla gölgeyi hapsetmekten ibarettir, yasaklanan resimlerden değildir, çünkü yasaklanan resim, daha önce yapılmamış bir resmi yapmak, Allah'ın yarattığı bir hayvana benzetmeye çalışmaktır, halbuki herhangi bir aletle alınan fotoğrafta bu anlam yoktur, derler. 
Caiz görmeyenler de resim konusunda olduğu gibi fotoğraf konusunda da şiddet gösterir ve kerahati üzerinde ısrar ederler. Yalnız bunlar da pasaport, nüfus cüzdanı, ehliyet gibi zorunlu haller ve şüphelileri tanıma dolayısıyla çekilen ve tazim niyeti yahut inancı sarsma olmayan resim ve fotoğraflara ruhsat verirler.

Konu ile alakalı hadisler:
Hz. Aişe (r.anha) buyuruyor ki:“Rasulullah (s.a.v.) bir seferden dönmüştü, ben de dolabı, üzerinde resimler bulunan bir örtü ile örtmüştüm. Örtüyü görünce rengi değişti ve dedi ki, “Ayşe! kıyamet günü Allah’ın huzurunda en şiddetli azap görecek olanlar Allah’ın yaratmasında muşabih olanlar (yani Allah’ın yaratması gibi yaratmaya kalkışanlardır.) Bunun üzerine onu kestik, bir veya iki tane yastık yaptık.” (Buharî, Libas 91)

Ebu Hureyre’den (r.a) rivayet olunuyor. Rasulullah’ın (s.a.v) şöyle dediğini işittim: Allah Tealâ buyurdu ki:“Benim yarattığım gibi yaratmaya kalkışandan daha zalimi var mıdır? Bir zerreyi yaratsınlar, bir buğdayı yaratsınlar, bir arpayı yaratsınlar bakalım…”(Buharî, Tevhid 56)

Hadisi şeriflerde çirkin görülerek reddedilen ve şidetli cezaya sebep olacağı bildirilen davaranış Allah’ın yaratması gibi yaratmaya kalkışmaktır. Bu konuda İbn-i Abbas (r.a.)'in anlattığına göre: Kendisine bir adam gelip; "Ben ressamım, şu resimleri yaptım. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. İbn-i Abbas adama: "Bana yaklaş!" diye emretti. Adam yaklaşınca: "Bana daha da yaklaş!"dedi. Adam daha da yaklaştı. İbn-i Abbas elini başının üzerine koydu ve: "Ben Rasûlullah (s.a.v.)'i işittim. Şöyle diyordu: 'Bütün tasvirciler (resim yapanlar) ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azap verir.'İbn-i Abbas devamla: "İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap" buyurmuşlardır. (Buhârî, Buyu' 104; Muslim, Libâs 99)

İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şu resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Şu resimlerin sahipleri var ya! Kıyâmet günü azab olunacaklar. Onlara: "Şu yaptıklarınızı diriltin" denir."Buhârî, Libâs 89, Tevhîd 56, Müslim, Libâs 103, (2018); Nesâî, Zînet 114:, (8, 215).

Yine İbnu Abbas (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir."

Alimlerin bu konudaki  fetvaları:
İmam Nevevî bu hususta: "Bu hadis canlıların resminin haram olduğunu, ancak ağaç ve benzeri ruhu olmayan şeylerin resmini yapmanın ve bu yoldan kazanç temin etmenin haram olmadığına delildir." demiştir.

Resim ve heykel yapanlarda böyle bir iddianın olduğu ister zahiren dille olsun veya olmasın, ister hal ve hareketleriyle olsun gözlenmektedir. Bir ressamın resmini çizdiği varlığı aynen kopya etmesi başarı sayılmamakta, kendisinden bir şey katması ve bir yaratıcılık göstermesi istenmektedir. Böylece bazı yönleriyle Allah’ın yarattığından farklı yeni bir karakter, yeni bir görünüş ortaya konduğu söylenir.

Fotoğraf çekenler fotağrafını çektikleri varlıklara yeni karakterler ve yeni çizgiler ekleyerek yaratıcılık iddiasında bulunmadıklarından hadis-i şeriflerde geçen tehditleri de hak etmezler. 

Fotoğraf ise, mercekler yardımıyla karşısında bulunan canlı ve cansızların şekillerinin film üzerinde tertibinden ibarettir. Bu film kağıt üzerine geçirilirse fotoğraf adını alır. Bir kısım işlemlerden sonra ekrana ve perdeye aktarılırsa buna film ya da video filmi denir.

Filmde ortaya çıkan şekil, aynada ortaya çıkan şekilden farklı değildir. Namaz kılanın başı üstünde kendisine yakın olmasa da sağ veya sol hizasındaki duvar veya tavan üzerine yapılmış yahut asılmış canlılara ait resim veya heykelin bulunması mekruh sayılmıştır. (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul 1992, s. 229)

İbn-u Hacer bu hususla ilgili mevzûu şöyle özetler: 
Ulemâ bu hadisle istidlâl ederek şu hükme vardı: "Gölgesi olmayan tasvirler edinmek câizdir, ancak bunun hürmet ifade etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yastık, minder yüzü gibi yere atılan, üzerine basılan eşya üzerinde olması şarttır." 

Nevevî, bu hükmün cumhûrun görüşü olduğunu, Sahâbe, ve Tâbiîn'in ekseriyetinin bu kanaate vardıklarını, Sufyân-ı Sevrî, İmam Mâlik, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe, İmam Şâfiî gibi muctehid imamların da bu görüşü benimsediklerini belirtir.
Ancak duvar üzerine asılmaları, elbisede veya sarıkta yer almaları halinde gölgeli, gölgesiz olması arasında fark gözetilmeden haram denmiştir. Çünkü bu hâllerde o tasvirlere (resimlere) hürmet manası hakimdir.
Gerek elle yapılan suret fotoğraf yada fotoğraf makinasıyla çekilen fotoğraf olsun Bunları asmak caiz değildir. Buna delil yukardaki Hz. Aişe (r.anha) rivayet edilen hadistir 

Elle resim çizmek, suret yapmak caiz olmayıp haramdır. 
Fakat fotoğraf makinesiyle resim çekmek, yukarıda da geçtiği üzere belli şartlar dahilinde caizdir

Ayrıca resmin haram olmasının tek nedeni, Allah’ın yarattıklarını taklit etmek değildir. Geçmiş kavimlerin çoğu resim yolu ile Allah’a şirk koşmuşlar ve resim putçuluğa açılan bir kapı olmuştur. İçlerinden salih bir adam öldüğü zaman, anısını canlandırmak için onun resmini yaparlardı... Sonra gelen nesiller ise Allah’ı bırakıp bu resimlere taparlardı.

Risale-i Nurda geçen yerler

Sanemperestliği şiddetle Kur'an men'ettiği gibi, sanem-perestliğin bir nevi taklidi olan suretperestliği de men'eder. Medeniyet ise, suretleri kendi mehasininden sayıp Kur'ana muaraza etmek istemiş. Halbuki gölgeli gölgesiz suretler, ya bir zulm-ü mütehaccir(taşlaşmış zulüm) veya bir riya-yı mütecessid(ceset güymiş riya) veya bir heves-i mütecessimdir(cisimleşmiş heves) ki, beşeri zulme ve riyaya ve hevaya, hevesi kamçılayıp teşvik eder. 

Hususan suretperestlik, ahlâkı fena halde sarstığı ve sukut-u ruha sebebiyet verdiği şununla anlaşılır: Nasılki merhume ve rahmete muhtaç bir güzel kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar ahlâkı tahrib eder. Öyle de: Ölmüş kadınların suretlerine veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan suretlerine hevesperverane bakmak, derinden derine hissiyat-ı ulviye-i insaniyeyi sarsar, tahrib eder.(Sözler) 

Fotoğraf çektirmek meselesi için ayrıca bakınız.

/soru-cevap/fotograf-cektirmek


Yorum Yap

Yorumlar