Değer verdiğimiz bir büyüğün yanında gafletle esnemek edebe aykırı olduğu için esnememeye veya engellemeye çalışırız. Esnemek gaflete işarettir. Namaz ise Cenab-ı Hakk'ın huzurunda olmaktır. Allah'ın huzurunda gaflet ile esnemek hoş olmayan bir durumdur. Bu yüzden namazda gerinmek veya esnemek mekruhtur. Çünkü gerinmek bir gaflet ve tembellik eseridir. Esnemek de karnın aşırı tok olmasından ve rehavetten kaynaklanır. Peygamberler esnemekten korunmuşlardır. Eğer namazda esneme hali ağır basarsa, imkân ölçüsünde bunu yenmeye çalışmalıdır. Çünkü Allah Elçisi şöyle buyurmuştur:
“Esnemek şeytandandır. Sizden birinde esneme hâli olunca, gücünün yettiği ölçüde onu yenmeye çalışsın.”1
Esneme durumunda ağzı kapatmaya güç yetmezse, namaz içinde sağ elin arkasıyla, namaz dışında ise sol elin arkasıyla ağız kapatılmalıdır. Hadis-i şeriflerde Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Biriniz esnemek hâli geldiğinde, gücü yettiği derecede onu gidermeye çalışsın! Çünkü biriniz esneyip de 'Hâ' diye ağzını açıp ayırınca, onun bu gafletinden dolayı şeytân güler"2
“Biriniz namazda esnediği vakit, mümkün olduğu kadar kendini tutsun. Çünkü şeytan girer.”3
Bunun şeytandan olması çene adalelerine dolan buharlardan neş'et ettiği ve nefse ağırlık, gaflet ve tenbellik verdiği içindir. Bütün bunlar şeytan vasıtasıyla olur. Zira nefse şehvetlerini ziynetli gösteren odur. Bundan dolayı esnemek şeytana izafe edilmiştir. Esnemenin mümkün olduğu kadar önüne geçmek, ona sebep olan şeylerden sakınmakla olur. Esnemeye sebep yenilen, içilen şeylerle mideyi fazla doldurmaktır. Esnemeye tamamıyla mâni olmak elde değilse de, esnerken elle ağzı kapamak mümkündür. Onun için de emir buyurulmuştur.
Buhârî, Bedü’l-Halk, 11, Edeb, 127; Müslim, Zühd, 56; Tirmizî, Edeb, 7, Salât, 156.
Buhârî, Edeb, 125
Müslim, Zühd, 57, (2995), 58, 59