Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?

فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ي فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ ٭ فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ

“Ey benim nazmımı okuyan! Onu söyle ve korkma! Çünkü şüphesiz sen inâyet gözüyle korunmaktasın.”

İlm-i cifr ile ma‘nâsı: Gavs-ı A‘zam, ‘Bedîüzzaman Molla Said’ nâmıyla yâd olunan ve evrâd-ı muntazamasını muntazam okuyan mürîdine der ki: “Benim nazmımı, yani meslek ve meşrebimi ve mücâhedâtımı gösteren makālâtımı söyle. Yani nazmımdan murad, senin risâlelerindir ve Sözlerin ve Mektubâtındır. فَقُلْهُ وَ لَا تَخَفْ  Bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) o Sözler ile mücâhedeye başla. Sen inâyet-i İlâhiyenin hıfzındasın.”

Bu beytin cifir ilmine göre manası şöyledir: “Abdulkadir Geylani Hazretleri, Bediüzzaman Molla Said namıyla bilinen ve içinde yaşadığı asrın şer ve fitnelerinden korunmak adına belirli virdlerini[1] hiç aksatmadan düzenli olarak okuyan müridine şöyle der: Benim şiirimi yani mesleğimi, hareket tarzımı ve manevi mücadelemi gösteren sözlerimi söyle. Yani benim nazmımdan (şiirimden) maksadım, senin risalelerindir. Sözlerin ve Mektuplarındır. Onları söyle ve hiç korkma. 1332’de (m. 1914) o sözlerle manevi cihada başla. Sen Allah’ın yardımıyla korunmaktasın.”

Evet, مُنْشِدًا  ilm-i cifir ile Molla Said Bedîüzzaman’ı gösterdiği gibi, نَظْم۪ي  Risâletü’n-Nûr’u gösterir. ( ض ) ile olsa,  هُوَ مَكْتُوبَاتِكَ hem كَلِمَاتُ سَع۪يدِ الْكُرْدِيِّ ’yi gösterir. Kelimât, sözler demektir. فَقُلْهُ وَ لَا تَخَفْ bin üç yüz otuz ikiyi (m. 1914) gösterir. O tarih, mebde’-i cihâdıdır. O tarihte İşârâtü’l-İ‘câz Tefsîri’nin neşriyle mücâhedeye başlamıştır.[2]

Evet, bu risalenin önceki sayfalarında[3] detaylı bir şekilde izah edildiği üzere, مُنْشِدًا (şiir okuyun) kelimesi cifir hesabıyla apaçık Molla Said Bediüzzaman’ı göstermektedir. نَظْم۪ي (Şiirim) kelimesi ise yine cifir ilmiyle Risaletü’n-Nur’u göstermektedir. نَظْم۪ي kelimesi ‘ظ’ harfi yerine ‘ض’ ile yazılsa o zaman ebced olarak هُوَ مَكْتُوبَاتِكَ (o şiirler, senin mektuplarındır) ve كَلِمَ اتُ سَع۪يدِ الْكُرْدِيِّ (Said Kürdî’nin sözleri) manalarını açıkça göstermektedir. Zira Arapça’da “Kelimât” sözler demektir.[4]

Yani Şeyh Geylani Hazretlerinin çok açık bir kerametidir ki; Hz. Üstad’ın iki ismi ve lakabını (Bediüzzaman-Molla Said-el-Kürdî) مُنْشِدًا (Şiir okuyan) kelimesinde, Risale-i Nur eserlerini (Sözler-Mektuplar) ise نَظْم۪ي   (Şiirimi) kelimesinde ebced ilmiyle şifreli olarak haber vermiştir.

Bu durumda Abdulkadir Geylani Hazretlerinin فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ي فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ   (Ey şiirimi okuyan. Onu söyle ve korkma!) cümlesinin gayba dair manası şöyle olmaktadır: Ey Bediüzzaman Molla Said-i Kürdî! Risale-i Nur vasıtasıyla manevi cihadını et!  Korkma, sözlerini söyle!

Yine beytin devamındaki فَقُلْهُ وَ لَا تَخَفْ (Onu söyle ve korkma) cümlesinin ebced değeri miladî olarak 1914’ü göstermektedir. 1914 tarihi, Bediüzzaman Hazretlerinin manevi cihada başladığı tarih olarak kabul edilmektedir. Hz. Üstad; Abdulkadir Geylani Hazretlerinin haber verdiği tarihte yani 1914 senesinde dinsizlik akımlarına karşı manevi bir cihada başlamıştır. Nitekim 1914-1916 seneleri arasında 1. Cihan Harbi’nde bir yandan cephede düşmanla maddi cihat etmiştir. Diğer yandan talebesi Molla Habib’e, küfür ve dinsizlik fikrini temelinden çökertecek olan Risale-i Nur Külliyatının fâtihası hükmündeki İşaratü’l i’caz adlı eserini yazdırarak manevi cihadına başlamıştır.

Gerçekten de Şeyh Geylani Hazretlerinin vasiyeti ve emri üzerine Bediüzzaman Hazretleri, İşaratü’l i’caz adlı eseriyle başladığı manevi cihada, ömrünün sonuna kadar devam etmiştir. Kur’ân’ın nurlarını ve imanın hakikatlerini izah ve ispat etmiştir. Bu mücadelesinde hiç korkmadan ve yılmadan sözlerini (R. Nur’u) söylemiş, küfür kalesini yerle bir etmiştir. Bu büyük manevi mücadelesini yaparken her türlü şer ve tehlikeden de Allah’ın yardımı ile korunmuştur.  Hz. Üstad’ın tarihçe-i hayatı, bu hakikati doğrulamaktadır.