Deniliyor ki: ''Risale-i Nurla meşgul olduğunuz kadar Kur'anla iştigal etmiyorsunuz? açıklamalarınız için çok teşekkürler.?
Bu defa mektubunuzda, "Hıfz-ı Kur'ân'a çalışmak ve Risale-i Nur'u yazmak, bu zamanda hangisi takdim edilse daha iyidir?" diye sualinizin cevabı bedihîdir. Çünki bu kâinatta ve her asırda en büyük makam Kur'ânındır. Ve her harfinde, ondan tâ binler sevab bulunan Kur'ânın hıfzı ve kıraeti, her hizmete mukaddem ve müreccahtır. Fakat Risale-i Nur dahi, o Kur'ân-ı Azîmüşşan'ın hakaik-i imaniyesinin bürhanları ve hüccetleri olduğundan ve Kur'ânın hıfz ve kıraetine vasıta ve vesile ve hakaikını tefsir ve izah olduğu cihetle, Kur'ân hıfzıyla beraber ona çalışmak elzemdir. (Osmanlıca Kastamonu Lahikası, s:46)
Yukarıda belirtildiği üzere kainatta ve her zaman en büyük makam Kur’anındır. Kur’anı okumak ve ezberlemek her hizmetten önce gelir. İlk öncelik Kur’ana aittir. Kur’anı okumak ve ezberlemekle beraber, Kur’anı anlamaya, okumaya, hakikatlerini yaşamaya ve yaşatmaya vesile olmasından dolayı Risale-i Nuru da okumak elzemdir.
Risale-i nur talebelerinin görüş ve düşüncesi bu minval üzeredir. Üstad hazretleri “Kur’anımız yeryüzünde sahipsiz kalırsa cenneti de istemem.” “Kur’anın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu dünyaya ispat edeceğim.” düşüncesiyle elinden Kur’anı hiçbir zaman bırakmayarak, bütün hayatını ümmetin nazarını ve fikrini Kur’ana çekmek ve onda toplamak olmuştur.
Hemen hemen her gün birer cüz Kur’an okuyan, yapılan düzenli hatim programlarıyla herkesin Kur’an okumasını sağlamak ve başta cevşeni’l kebir olmak üzere evrad-ı kudsiye, salavat-ı Şerifelerden meydana gelen delaili’n nur gibi daha bir çok zikir, tesbih ve tahmidatla meşgul nur talebelerini Kur’anı az okumakla nitelendirmek tahkiki bir bilgiden kaynaklanmadığını göstermektedir.
Risale-i nur dairesine giren her ferdin ilk vazifesi Kur’an okumayı düzgün bir şekilde öğrenmek ve elinden geldiği kadar bir başkasının öğrenmesine yardımcı olmaktır. Öğrendikten sonra da Kur’anın manevi, hakiki bir tefsir olan Risale-i nurdan yine Kur’anı anlamaya, okumaya ve okutmaya hizmet etmesi açısından istifade etmektir.
Risale-i Nurun genel prensibi bu çerçevededir. Şahsi, indi uygulamalar kişilerin kendileriyle ilgili olup şahsi tercihleridir. Bu uygulamalar Risale-i nur talebelerini temsil etmemektedirler.