Soru

Kuran ve İcaz

Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātın nâmına meb‘ûs; ve nev‘-i beşerin en meşhur ve nâmdâr muhâtabı bulunan; ve o muhâtabın kuvvet ve vüs‘at-i îmânı, koca İslâmiyet’i tereşşuh edip, sâhibini Kāb-ı Kavseyn makamına çıkararak muhâtabât-ı Samedâniyeye mazhariyetle nüzûl eden; ve saa­det-i dâreyne dâir ve hilkat-i kâinâtın neticelerine ve ondaki Rabbânî maksadlara âit mesâili ve o muhâtabın bütün hakāik-i İslâmiyeyi taşıyan en yüksek ve en geniş olan îmânını beyân ve îzâh eden; ve koca kâinâtın bir harita, bir saat, bir hâne gibi her tarafını gösterip çevirip onları yapan san‘atkârları tavrıyla ifade ve ta‘lîm eden Kur’ân-ı Mu‘cizü’l-Beyân’ın, elbette mislini getirmek mümkün değildir ve derece-i i‘câzına yetişilmez.

İzah eder misiniz?

Tarih: 15.08.2017 12:11:49
Okunma: 3437

Cevap

"Kelâmın (sözün) ulviyetine (yüceliğine), kuvvetine, hüsnüne, cemâline (güzelliğine) kuvvet veren ‘mütekellim' (söyleyen), ‘muhâtap', ‘maksat', ‘makam' olmak üzere dört şeydir. Ediplerin (edebiyaçıların) zannettikleri gibi yalnız ‘makam' değildir. Demek, bir kelâmın derece-i kuvvetini anlamak istediğin zaman, failine (söyleyene), muhâtabına, gâyesine, mevzuuna bak. Bunların dereceleri nisbetinde kelâmın derecesi anlaşılır." (Mesnevi-i Nûriye)

Üstadın Mesnevi-i Nuriyede geçen bu ifadesi meseleyi çok iyi anlatıyor. Bir kelama kuvvet veren dört şey vardır. Bu dört şey ne kadar ulvi ve yüksek ise kelamın kuvveti de o oranda yüksek oluyor. Kur'anın Mütekellimi; Alemlerin Rabbi ve Halıkı ünvanıyla Allah'tır. Muhatabı; bütün mahlukat namına ve mahlukatın en meşhuru ünvanı ile ve Kab-ı Kavseyn makamına kadar çıkmış olan Resul-i Ekrem (asm)'dir. Ve bahsettiği hakikatler ise her iki alemde saadet, kainat yaratılış neticeleri ve Allah'ın Kainatı yaratma gayesi ve maksatlarını izah ettiği için çok büyük meseleleri içinde barındırır.

İşte Kuran'ın bu özelliklerinde dolayı Kuran'ın benzerini getirmek asla mümkün değildir.


Yorum Yap

Yorumlar