İkinci Söz'deki "Bütün sadalar ise ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve tefrih veya işlemek neşesinden neşet eden nağamattır" cümlesini nasıl anlamalıyız?
“Bütün sadâlar (sesler) ise, ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve terfih (ferahlamak) veya işlemek neş'esinden neş'et eden (ortaya çıkan) nağamattır (nağmelerdir).” (2. Söz)
İkinci Söz’deki asıl gaye küfür ve gaflet bakışının, kâinatın ve hadiselerin rengini nasıl değiştirdiğini ve imanlı bir bakışla nasıl her şeyin hakiki ve nurlu manasının göründüğünü anlatmaktır.
Üstad bu ifadesinde, hakikatle temsili birbirine mezc ederek bir cümle kurmuş gibi görünüyor. İkinci Söz’deki asıl maksada göre düşünürsek, gaflet nazarında dünyanın doğum, ölüm ve yaşayış gibi hallerinde pek çok sıkıntılar varmış gibi görünüyor. Bu yüzden gâfil insanlar bu konularda feryad u figân edip bağırıp çağırabiliyorlar.
İmanlı bir nazar ise, dünya hayatının başında, sonunda ve devamında hep güzel manalar ve hikmetler görür. Her hâlukârda Allah’a hamd ve şükreder. Hatta en musibetli ve çirkin görünen şeylerde bile, Allah’a bakan cihetiyle, hakiki güzellikleri görebilir.
İşte söz konusu cümle, bu manaları ve hakikatte Allah’ın rahmetinin her şeyi kuşattığını ve âlemin rahmet tarafından şenlendirildiğini anlatmaktadır.