Üstad Bediüzzaman Münazaratta, zindan-ı atalete düştüğümüzün sekiz sebebini sayarken en başta "hayat cidaldir" diyor. Başka bir yerde de (mesela 30. söz 2. misal) hayatın bir yardımlaşma (düstur-u teavün) olduğunu söylüyor. Bu iki durumu beraber nasıl anlamalıyız?
Farz namazalarından sonra okuduğumuz Saleten tüncina'nın okunmasının uygun olmadığını söylediler. Nedeninin ise içide geçen "A'led-derecat" demekle Makam-ı Mahmut derecesinin de üstünde bir derece istenildiği söylenmektedir?
Azami irtibat nasıl olmalı?
İhtar: İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. (İşarat-ül İ'caz)
Bu paragrafta geçen müreccih ile illet arasındaki farkı izah edebilir misiniz?
"Allah'ı inkâr etmek, kâinatı inkâr etmek kadar akıldan uzaktır. Umum değil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu akıl kabul etmez. Kâfirler Allah'ı inkâr etmiyorlar, yalnız sıfâtında hata ediyorlar." (Şualar)
Bazı ateisler "Ben Allah'a inanmıyorum" diyor ve Allah'ı inkar ediyor, yukardaki cümleyi nasıl anlayabiliriz?
"Sultan merhum Abdülhamid Hanın sabık içtimaî kusuratı" diyor üstad. Abdülhamid Han Hazretleri sabık (önceki) içtimaî kusuratları nelerdi.
Birde üstadın meşrutiyet tasavvuru nedir. Genel olarak meşrutiyet derken neyi kastediyor üstadımız?
"Türk unsurunda ebedi kabil-i iltiyam olmamak suretinde bir inşikak çıkacak" bu cümlede ifade edilen inşikak istikbal için bir haber midir?
Lemaatte geçen dimağdaki mertebeleri izah eder misiniz?
Lemaatte geçen "Hazm olmayan ilim telkin edilmemeli" cümlesini nasıl anlamalıyız?
Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelalinin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden, Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip ve birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve mütedafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübarezesuretine getirmiş, ve ondan zıdları birbiri