İnsan her şeye karşı sabır ve tahammül seviyesini nasıl yükseltebilir?
Asa-yı Musa mecmuası birinci Hüccet-i İmaniye 18. mertebesinde; " imkân hakîkatinden çıkıp kâinâtın bu büyük şehâdetinin bir kanadını teşkîl ederler. Kâinâtın şehâdetini her iki kanadı ve iki hakîkatiyle Risâle-i Nûr eczâları ve bilhassa Yirmi İkinci ve Otuz İkinci Sözler ve Yirminci ve Otuz Üçüncü Mektublar tamamıyla isbat ve îzâh ettiklerinden onlara havâle ederek, bu pek uzun kıssayı kısa kest
"Nasıl ki bir saatin saniyeleri ve dakikaları ve saatleri ve günleri sayan haftalık saatin milleri birbirine benzer, birbirini isbat eder. Saniyelerin hareketini gören, sâir çarkların hareketlerini tasdîk etmeye mecbûr olur. Aynen öyle de, semâvât ve arzın Hâlik-ı Zülcelâl’inin bir sâat-i kübrâsı olan bu dünyanın saniyelerini sayan günler ve dakikalarını hesab eden seneler ve saatlerini gösteren a
"Bununla beraber kâinâtın her bir âleminde, her bir tâifesinde esmâ-yı hüsnâdan bir isminin unvanı tecellî eder." cümlesinde geçen bir ismin ünvanı tecelli etmesi ne demektir. Yani neden isim tecelli eder denmemiş de ismin ünvanı tecelli eder denmiştir?
24. sözde geçen "Demek, bütün kâinâtı arkada bırakmak şartıyla mahlûkiyetin kapısından Hâlık isminin müntehâsına yetişirsin. Dâire-i sıfâta yanaşırsın." ifadesi izah eder misiniz.
Nerede olursak olalım, evimizde, yurt dışında veya askerde ya da şarkta yazı vesilesi ile şahsı maneviye dahil olabilir miyiz?
Asay-ı Musa yedinci meselede şöyle bir ifade var: "ve kâinât şehrinin zemin mahallesinin bahçesinde ve tarlasında, vâridât ve sarfiyâtına ve zer‘ ve ekilmesine nezârete me’mur ve yüzer fenlerle ve binler san‘atlarla techîz edilmiş en gürültülü ve mes’ûliyetli nâzırı;" buradaki gürültüden kasıt nedir?
İhlas nasıl "en makbul bir şefaatçi" oluyor? Ayrıca ihlas risalesinin başında üstadın yaptığı tanımdaki dokuz kelimeyi (1. en mühim bir esas, 2. en büyük bir kuvvet, 3. en makbul bir şefaatçi, 4. ...) örneklerle izah edebilir misiniz?
Asay-ı Musa Sekizinci Meseleden: ... "Birinci fâidesi: İnsan, sâir hayvanâta muhâlif olarak, hânesiyle alâkadâr olduğu misillü, dünya ile alâkadârdır. Ve akāribiyle münâsebetdâr olduğu gibi, nev‘-i beşer ile de ciddî ve fıtrî münâsebetdârdır. Ve dünyada muvakkat bekāsını arzuladığı gibi, bir dâr-ı ebedîde bekāsını, aşk derecesinde arzuluyor."
dünyada muvakkat bekayı arzulamak ile kastedilen nedir
Risalelerde bir çok konuda açıklama yapılmıştır. Dabbetül Arz hakkında bir açıklama var mıdır?