Müslüman İsevi tabirini üstad kullanmış mı?
Üstadımız ahir zaman fitneleri zamanında İseviliğin safileşerek, yani içindeki hurafelerden temizlenerek İslamiyet’e inkılap edeceğini söylüyor. İseviliğin safileşmesi demek, ilk gönderildiği hale dönmesi demektir ki buda bütün ilahi dinlerin esasını teşkil eden tevhiddir.
Bununla ilgili üstadımızın birkaç izahatını aşağıya alıyoruz.
Üçüncü Tabaka-i Hayat: Hazret-i İdrîs ve Îsâ aleyhimesselâmın tabaka-i hayatlarıdır ki, beşeriyet levâzımâtından tecerrüd ile, melek hayatı gibi bir hayata girerek, nûrânî bir letâfet kesb eder. Âdetâ beden-i misâlî letâfetinde ve cesed-i necmî nûrâniyetinde olan cism-i dünyevîleriyle semâvâtta bulunurlar. “Âhirzamanda Hazret-i Îsâ aleyhisselâm gelecek. Şerîat-ı Muhammediye (asm) ile amel edecek” meâlindeki hadîsin sırrı şudur ki: Âhirzamanda felsefe-i tabîiyenin verdiği cereyân-ı küfrîye ve inkâr-ı ulûhiyete karşı, Îsevîlik dini tasaffî ederek ve hurâfâttan tecerrüd edip İslâmiyet’e inkılâb edeceği bir sırada; nasıl ki Îsevîlikşahs-ı ma‘nevîsi, vahy-i semâvî kılıcıyla o müdhiş dinsizliğinşahs-ı ma‘nevîsini öldürür. Öyle de, Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm Îsevîlik şahs-ı ma‘nevîsini temsîl ederek, dinsizliğin şahs-ı ma‘nevîsini temsîl eden Deccâl’ı öldürür. Yani inkâr-ı ulûhiyet fikrini öldürecek.(Altınbaşak neşriyat, mektubat-1, 1)
İkinci cereyân ise, tabîiyyûn, maddiyyûn felsefesinden tevellüd eden bir cereyân-ı Nemrûdâne, gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiye vâsıtasıyla intişâr ederek kuvvet bulup, ulûhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir. Nasıl bir padişahı tanımayan ve ordudaki zâbitân ve efrad onun askerleri olduğunu kabul etmeyen vahşi bir adam, herkese, her askere bir nevi‘ padişahlık ve bir gûnâ hâkimiyet verir. Öyle de, Allah’ı inkâr eden o cereyân efradları, birer küçük Nemrûd hükmünde nefislerine birer rubûbiyet verir. Ve onların başına geçen en büyükleri,ispirtizma ve manyetizmanın hâdisâtı nev‘inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccâl ise, daha ileri gidip, cebbârâne sûrî hükûmetini bir nevi‘ rubûbiyet tasavvur edip ulûhiyetini i‘lân eder. Bir sineğe mağlûb olan ve bir sineğin kanadını bile îcâd edemeyen âciz bir insanın ulûhiyet da‘vâ etmesi, ne derece ahmakçasına bir maskaralık olduğu ma‘lûmdur.
İşte böyle bir sırada, o cereyân pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm’ın şahsiyet-i ma‘neviyesinden ibâret olan hakîkî Îsevîlik dini zuhûredecek. Yani rahmet-i İlâhiyenin semâsından nüzûl edecek. Hâl-i hâzır Hristiyanlık dini, o hakîkate karşı tasaffî edecek. Hurâfâttan ve tahrîfâttansıyrılacak. Hakāik-i İslâmiye ile birleşecek. Ma‘nen Hristiyanlık, bir nevi‘ İslâmiyet’e inkılâb edecektir. Ve Kur’ân’a iktidâ ederek, o Îsevîlik şahs-ı ma‘nevîsi tâbi‘ ve İslâmiyet metbû‘ makamında kalacak. Dîn-i hak bu iltihâk neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır.
Dinsizlik cereyânına karşı ayrı ayrı iken mağlûb olan Îsevîlik ve İslâmiyet, ittihâd neticesinde dinsizlik cereyânına galebe edip dağıtacak isti‘dâdında iken, âlem-i semâvâtta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı Îsâ Aleyhisselâm, o dîn-i hak cereyânının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık, bir Kadîr-i Küll-i Şey’in va‘dine istinâd ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır. (Altınbaşak neşriyat, mektubat-1, 46-47)
İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı Îsâ Aleyhisselâm’ın kılıcıyla maktûl olan şahs-ı Deccâl’ın teşkîl ettiği dehşetli maddiyyûnluk ve dinsizliğin azametli heykelini ve şahs-ı ma‘nevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek, ancak Îsevî rûhânîleridir ki, o rûhânîler, dîn-i Îsevînin hakîkatini hakîkat-i İslâmiye ile mezcederek, o kuvvetle onu, dağıtacak, ma‘nen öldürecek. (Altınbaşak neşriyat, şualar-1, 80)
Geniş bilgi için izahatların geçtiği eserlere müracaat edilebilir
Üstad hazretlerinin bu ifadelerini nasıl anlamamız gerektiğine dair izahatlar için aşağıdaki linklere de bakabilirsiniz.
/soru-cevap/isevi-ruhanilerle-ittifak
/soru-cevap/musluman-isevileri