"Kadere fetva vermek veya verdirmek" cümlesini izah eder misiniz?
İki türlü kader vardır. Birisi, şartlara bağlı olan kaderdir ki, buna levh-i muallak ta denir. Diğeri ise, değişmeyen kaderdir ki, levh-i mahfuz denilir.
Kadere fetva verdirmek sözü de şartlara bağlı olan kaderle alakalıdır. Yani bu levhada filan kişi şöyle tercihte bulunursa veya şöyle yaparsa şöyle olacak diye bir farklı şartlar vardır. Mesela başına bir bela gelecek. Ama sadaka verirse veya güzel bir amel yaparsa o bela gelmeyecek gibi.
İşte bir kişi eğer bazı yanlış tercihlerde bulunuyorsa buna binaen başına bir şeyin gelmesine kendisi kadere fetva verdirmiş olur. O bela veya musibet başına gelir.
Bir de kader ağızdan söze bağlıdır demişler. Yani kişi herhangi bir şeyi konuşurken veya söylerken dikkatli olmalıdır. Söylediği şeyden dolayı kadere fetva verdirmiş olabilir. Mesela başıma şöyle bir kaza gelirse ne olur diye konuştu. Sonra da o kaza başına geldi ise, o zaman kadere fetva verdirmiş olabilir.
Bunun için Yusuf (as) ile ilgili bir kıssa anlatılır. Yusuf (as), bir gün sudaki yansıyan suretine bakmış. Acaba köle olarak satılsam ne kadara satılırım demiş. Sonra bu sözü sanki kadere fetva olmuş ta onu Mısırda köle olarak satmışlar.