Öncelikle nikahtan önce yaşanılan el ele tutuşma dokunma öpme olaylarına girmiş iki gencin keffareti ne olabilir? Sürekli tövbe edip aynı şekilde kendilerini bulmaları, tekrar tekrar pişmanlık duyup dikkat ederek ardından tekrar taviz verilerek aynı hâle geri gelmeleri ve tövbeye yüz bulamamaları, utanmaları, imtihanı kaybetmeleri İslâm'da nasıl değerlendirilir? Bu iki genç hayırlı bir yuva kurmak istiyorlarsa bu yuva artık haramlarla binâ edilip hayırsız bir şekilde mi kurulmuş olacaktır? Bu günahlar evlatlarından misliyle mi çıkacaktır?
Her insan hata yapabilir. Önemli olan, hatasından dolayı pişmanlık duyması, Allah’a samimi bir şekilde tövbe etmesi ve aynı hataya düşmemek için azimle çaba göstermesidir. Rabbimiz şöyle buyurur: "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir."[1] Bu âyet, Allah’ın affediciliğini ve samimi, nasuh bir tövbenin her türlü günahın affedilmesine vesile olabileceğini ifade eder. Yine Sevgili Peygamberimiz (sav) "Tövbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir." Buyurmaktadır.[2]
Lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/ayet-3
https://risale.online/soru-cevap/risale-i-nurda-tevbe
Nişanlılık veya evlilik öncesi süreçte İslâm, karşı cinsle ilişkide mahremiyet sınırlarının korunmasını emreder. El ele tutuşma, dokunma, öpme gibi fiiller nikâh öncesinde haram kılınmıştır. Bu tür davranışlardan kaçınmak, kişinin hem manevi hem de ahlaki olarak temiz kalmasını sağlar. Eğer bu tür fiiller işlenmişse, samimi bir şekilde tövbe etmek ve kendilerini bu durumlardan uzak tutacak tedbirler almak gereklidir.
Lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/nisanlilik
https://risale.online/soru-cevap/nisan-ve-dugun
İslâm’ın emir ve esaslarına göre size söyleyebileceğimiz tek şey tövbe etmeniz ve bu günahı bir daha işlememenizdir. En kısa bir vakitte ailelerinizle bu işin adını koymak ve evliliğe kadar aranızdaki mesafe ve ilişkiyi İslâm’ın emirlerine göre sınırlamanızdır. Ayrıca iki tarafında bol bol dua ederek, tövbe ve istiğfarda bulunması gerekmektedir.
Daha sonra kurulacak ailenin haramlar üzerine binâ edilmesi meselesi ise elbette bizce meçhuldür. Cenab-ı Hakk’a sığınmak ve tövbe etmekten başka çaremiz yoktur. Güzel düşünmek, hayırlı konuşmak, iyiliğe niyet etmek, güzel bir yaşam hayal etmek ve Allah’tan ümit beslemek vazifesindeyiz. Kader-i İlahînin cilvelerine iman etmek, sabır ve tevekkülle karşılamak mecburiyetindeyiz. Ancak tekrar edersek Allah’ın bu günahları affedebileceğinin farkında olarak daima tövbe etmeliyiz. Mutlu bir yuva sahibi olmak için dualar etmeliyiz.