Allah bir ayetinde kendisinden başkasının dine eklemeye veya çıkarma yapamayacağını söylüyor. Lakin Peygamberinizin teşri görevi var. Bunun açıklaması nedir acaba?
Evvela şunu belirtelim ki sorudaki ifade yanlış bilgidir.
Zira aşağıdaki ayet-i kerimelerde peygamber efendimizin teşri yani hüküm koyma salahiyetinin olduğunu açık ifadelerle belirtilmiştir.
Kur'an-ı Kerîm'de Cenab-ı Hak : "Allah ve Resulu bu işte hüküm verdiği zaman, artık mümin bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulune karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur" (Ahzâb, 36).
"Hayır, Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar" (Nisâ, 65).
"Bu yüzden Allah Resulunun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine acı bir azap isabet etmesinden sakınsınlar" (Nûr, 63).
"Peygamber size neyi verdiyse onu alın ve size neyi yasakladıysa ondan sakının. Allah 'tan korkun, çünkü Allah'ın azabı çetindir" (Haşr, 7)
Ayrıca peygamber efendimizin din hakkında söyledikleri hükümler şu ayet-i kerime ile güvence ve emniyet altına alınmıştır: "Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra onun şah damarını mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.(Hakka, 44,47)
Namazın hangi vakitte kaç vakit olacağı ve nasıl kılınacağı, namazı bozan ve bozmayan şeyler, hangi maldan zekatın ne kadar verileceği, orucun miktarı, orucu bozan ve bozmayan şeyler, hacla ilgili bazı uygulamaların nasıl olacağı ve daha pek çok hükümler Kur'anda açıklanmamıştır. Bunlarla ilgili uygulamaları biz peygamber efendimizin hadislerinden ve sünnetinden öğreniyoruz.Bu konuda hükümleri o vermiştir. Ve neticede kendisine bir gadabın geldiği görülmemiştir.
Kuranda olmadığı halde peygamber efendimizin belirlediği had ve hükümler onun teşri vazifesini göstermektedir. Ve bunu yaparken asla kendi hevasından konuşmaz Cenab-ı Hakk'ın kendisine bildirdiğini bildirmektedir. Şu ayet-i kerime bu konuda geyet manidardır.
"O, kendiliğinden konuşmamaktadır. Onun konuşması ancak, bildirilen vahiy iledir."(Necm, 3-4)