Berat Kandilinde yapılacak dua ve ibadetler nelerdir? Bu geceyi nasıl ihya etmeliyiz?
BERÂET GECESİ
Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gecedir. Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır:
Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle 'Berae veya Sakk' adı da verilir.
İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar bugece içerisinde meleklere bildirilir.
Bu gecenin beş özelliği vardır:
1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.
3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.
4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.
5) Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın on üçüncü günü, üçte biri Şaban'ın on dördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban'ın on beşinci günü verilmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu geceyi Hz. Âişe validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:
"Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Benü Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem'den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz. "[1]
"Allah Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar." [2]
Bediüzzaman Hazretleri bu gecenin faziletiyle ilgili şu ifadeleri kullanmıştır;
“Bu gelen gece olan Leyle-i Beraât (Beraât gecesi), bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin (insanın kaderinin) programı nev'inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr'in kudsiyetindedir. Her bir hasenenin (iyiliğin-salih amelin) Leyle-i Kadir’de (Kadir Gecesinde) otuz bin olduğu gibi, Leyle-i Berâet’de (Berâat gecesinde) her bir amel-i sâlihin (salih amelin) ve her bir harf-i Kur’ânın sevabı yirmi bine çıkar. Sâir (diğer) vakitlerde on ise, şuhûr-u selâsede (üç aylarda) yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâlî-i meşhûrede (mukaddes meşhur gecelerde) on binlere veya yirmi bine veya otuz bine çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibâdet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfâr ve salavâtla meşgul olmak pek büyük bir kârdır."[3]
"Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Beratınızı ruh u canımızla tebrik ederiz." [4]
BU GECEDE YAPILABİLECEK İBADETLER
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir: "Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamdetmekten âcizim. Sen seni senâ ettiğin gibi yücesin. " [5]
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu geceyi namazla geçirmek gündüzünü ise oruçla geçirmek hususunda bizlere şöylece tavsiyede bulunmaktadır;
"Şaban ayının yarısı (Berâet gecesi) gelince: gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Cenâb-ı Allah o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne tecelli eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu; şifa vereyim. "
Âlimlerimiz bu mübarek geceleri diğer gecelerden sevap cihetiyle çok üstün tutmuşlardır. Bu gece yapılan her bir ibadetin sevabı başka vakitlere nispeten binler, on binler belki yüz binler katıyla çarpılmaktadır. Bu yüzden bu gecenin içerisinde bulunan akşam, yatsı ve sabah namazları da cemaatle kılınmalıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) cemaat ile kılınan namazın tek başına kılınan namazdan 27 derece daha faziletli olduğunu ifade ederek namazları cemaatle kılmaya bizleri teşvik etmiştir.
Bu gecelerde Kur'an okumak da çok sevaplıdır. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri şöyle demektedir;
“Kur'an-ı Hakîm'in her bir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden (Allah'ın fazlından) o harflerin sevabı sünbüllenir, bazan on tane verir, bazan yetmiş, bazan yediyüz (Âyet-ül Kürsî harfleri gibi), bazan bin beşyüz (Sure-i İhlas'ın harfleri gibi), bazan on bin (Leyle-i Berat'ta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazan otuz bin (meselâ haşhaş tohumunun kesreti (çokluğu) misillü, Leyle-i Kadir'de okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil (karşılık gelme) işaretiyle, bir harfinin o gecede otuzbin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur'an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla (sevapların katlanması) beraber elbette müvazeneye gelmez ve gelemiyor.”[6]
Ayrıca bu gecede üzerinde namaz borcu olanların hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları çok faziletlidir. Bunlar dışında bolca nafile namazı kılmak, Cevşen okumak, çokça tövbe ederek günahlardan bağışlanma dilemek, ilim meclislerindeki sohbetlere katılmak, sadaka vermek, salavat getirmek, "Lâ ilâhe illallah","Estağfirullah", "Sübhânallah", "Elhamdülillah" gibi tesbihlerle Rabbimize niyaz etmek bizlere büyük ecirler kazandıracaktır. Bu gece fazileti çok olan Tesbih Namazı kılınmasını da tavsiye ediyoruz.
[1] Buhârî, et-Tergîb ve't-Terhib, c.2, s.118
[2] İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38
[3] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.538
[4] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.538
[5] Buhari, et-Tergîb ve't-Terhib, c.2, s.120
[6] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.541