Soru

Kıyasat-ı Mantıkıye ve Kıyas-ı İstisnai

Kıyasat-ı mantıkiye ve kıyas-ı istisnai nedir izah eder misiniz?

Tarih: 5.10.2022 21:19:55
Okunma: 573

Cevap

Kıyas-ı Mantikiye:“Bir şeyi benzeri başka bir şeyle karşılaştırmak, öl­çüp takdir etmek” anlamında mastar olup ayrıca isim olarak da kullanılır. “Bir şeyi benzeri olan diğer bir şeyle oranlayıp sonucuna varma” başka bir ifade ile "bilinenden hareketle bilin­meyene ulaşma" şeklinde tanımla­nır. Kelâmda kıyas mantıkta olduğu gibi “doğruluğu kabul edilen en az iki önermeden (öncül, mukaddime) zo­runlu olarak üçüncü bir önermeye (netice) ulaştıran akıl yürütme şek­lidir.”[1]

Kıyas: Doğru oldukları kabul edildiğinde, kendi yapısı gereği bir başka önermenin (netîce/matlûb) doğruluğunu gerektiren [belli bir usûle göre] tertîb/telîf edilmiş önermeler bütünüdür. Kıyasın sonucunda elde edilmek istenen önerme (matlûb) ya da bu önermenin nakîzi/çelişiği kıyasın içinde zikredilmiş ise buna "kıyas-ı istisnâî"; (bilfiil) zikredilmemiş ise "kıyâs-ı iktirânî" denilir.

Kıyasta neticenin bilfiil zikredilmesinden maksat neticeyi oluşturan önermenin hem maddesi hem de sûreti ile kıyasta zikredilmesidir. Madde önermeyi oluşturan temel unsurlar (mevzû'-mahmûl, mukaddem-tâlî); sûret ise bu unsurların/maddelerin meydana getirdiği şekil/heyettir. Kıyas, neticenin yalnızca maddelerini içeriyorsa kıyas-ı iktirânî, hem maddesini hem de sûretini içeriyorsa istisnâîdir. Örneğin "âlem değişkendir, her değişken hâdistir" şeklinde tertip edilen önermenin neticesi "âlem hâdistir" önermesidir ve bu neticeyi oluşturan unsurlar, yani "âlem ve hâdis" maddeleri ayrı ayrı kıyasın içerisinde zikredilmiş, her ikisinin oluşturduğu sûret olan "âlem hâdistir" heyeti bilfiil zikredilmemiştir. Dolayısıyla bu kıyas, iktirânîdir. "Ne zaman Allah cc. yağmur yağmasını dilerse, yağmur yağar; fakat Allah cc. yağmur yağmasını dilemiştir" şeklinde tertip edilen bir Önermenin neticesi "o halde yağmur yağmaktadır" önermesidir. Neticenin aynısı hem maddesi hem de sureti ile kıyasta zikredildiği için bu kıyas, istisnâîdir. "Ne zaman Allah cc. Yağmur yağmasını dilerse, yağmur yağar; hâlbuki Allah cc. yağmur yağmasını dilememiştir" şeklindeki bir kıyas ise "o halde yağmur yağmamaktadır" neticesini verecektir ki, bu da diğeri gibi kıyas-ı istisnâîdir. Zira neticenin kendisi olmasa da nakîzi (yağmurun yağması) kıyasta zikredilmiştir[2]

Kıyas-ı istisnâî: Bir hükmün neticesinin aynı veya nakzı, mukaddemelerinden birinde bilfiil zikredilirse, ona kıyâs-ı istisnâi denilir. Başka bir tâbirle: Neticesi veya zıddı bizzat kendisinde zikredilen kıyas. "Eğer bu cisim ise, mutlaka bir yer tutar" gibi. Veya "Güneş doğmuş ise, gündüz olmuştur" gibi. Bir kıyasın sonucunun aynı yahut karşıt halinin öncüllerde hem anlam hem de şekil bakımından bulunmasıyla meydana gelen kıyas; meselâ, "mıknatıs bu cismi çekiyor; o halde bu cisim demirdir" cümlesi gibi.[3]

 

 

[1] Kelâm Terimleri Sözlüğü, Bekir Topaloğlu-İlyas Çelebi, İsam yayınları, 2010 İstanbul S,187. 

[2] Mantık, Felsefeve Kelâm Terimleri Sözlüğü, Mütekellimîn Seyfüddîn Ali B. Muhammed El-Âmidî, Türkçesi; Bilal Taşkın-Osman Nuri Demir, İz yayıncılık, 2016 İstanbul, S,74-75


Yorum Yap

Yorumlar