Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın hücumuna ma'rûz bulunan insan, kalbinin üzerine asıp beraberinde taşımalı. O iki düşman her zaman köpük gibi, zâhirde bir şeye benzeyip, hakikatte ele avuca girmeyen havâî i'tirâzât-ı muannidâne yaparlar. Onlara karşı en rasîn tahassungâh ve en güzel esliha ve bu uğurda sarfedilecek hàlis sikkeler bunlardır. Zîra vücûdumda tecrübe yaptım. Suâlleri okuduğum vakit nefsim, suâl cihetine mâil bulunuyor. Ve ehemmiyet veriyor. Fakat elhamdülillâh akabinde, tevâlî eden Kur'ânî elmas müdafaalar, o kabîl emrâz-ı nefsâniyeyi çabuk çürütüyor ve kökünden kurutuyor. Şu nurânî ve Kur'ânî hikmetleri, bihakkın takdir hususunda, zîrûh ve zîşuûrun mükemmeli bulunan nev'-i beşerin, bidâyet-i vahiyden tâ haşre kadar, i'câz ve îcâzında, izhâr-ı acz edegeldikleri, da'vâmızın bâriz ve zâhir bir delilidir. Hülâsa: Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân'ın ahkâm-ı bînazîrinden olan şu Risale-i İstiâze-yi Furkàniyeyi mütâlaamda, deryâ-yı hakàikta sermest-i hayran kalarak, kemâl-i aşkla dedim: Yâ Rab, şu Kitab-ı Mübîn'in infaz-ı ahkâmını teshîl ve teysir ve dellâl-ı Kur'ân'ı da, âmâl ve makàsıdında muvaffak ve cemî' ihvânımla beraber bu kemter kulunu da, hulûl-i ecelime değin, Kitab-ı Mübîn'e hàdim buyur, duâsıyla arîza-i âciziyeye hâtime veririm. Sabri Barla Lâhikası
13. Lema, Şeytandan İstiaze risalesinin başında geçen "Şeytandan istiâze sırrı onüç işaret ile yazılacak. O işaretlerin bir kısmı, müteferrik bir sûrette, Yirmialtıncı Söz gibi bir kısım risâlelerde beyân ve isbat edildiğinden, burada yalnız icmâlen bahsedilecek." ifadesinden anlıyoruz ki 26. Söz Kader bahsi ve bir kısım risalelerde Üstadımız Şeytandan İstiazeye dair bir kısım izahları var.
Mesela; "Elcevab: Birinci şıkkın cevabı şudur ki: Kader Risâlesi’nde îzâh edildiği gibi; halk-ı şer, şer değildir; belki kesb-i şer, şerdir." (7. İşaret)
Yine "tahribin kolay olması" gibi mevzular hem 13. Lema'da hem de 26. Söz'de de geçmektedir.,
26. Söz Kader Risalesi'nin 1928-1929 yıllarında, ve 13. Lema'nın da 1933-1934 yıllarında telif edildiği düşünülürse Hikmetü'l-İstiâze'nin birinci kısmı 26. Söz gibi bir kısım risalelerdir. Sabri Ağabey'in Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı diye tabir etiiği yer de 13. Lema'dır.
Çünkü Sabri Ağabey "Suâlleri okuduğum vakit..." diye ifade ediyor. Malum 13. Lema sualler şeklinde gidiyor.