Osmanlıca Emirdağ Birinci cild 96. Mektubunda bahsi geçen 12 kahraman kardeşler kimlerdir? Yani üstadımızın varisleri kimler?
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ’da kaldığı yıllar içerisinde çok defa zehirlenerek su-i kastlara maruz kalmıştır. Bu zehirlenmelerden birinde şiddetli hastalığının ölüme yaklaştığını düşünerek vasiyetnamesini yazıp neşretmiştir. Bu vasiyetnamede Hazret-i Üstad, geride bıraktığı kitaplarını ve her şeyini Gül ve Nur Fabrikalarının heyetine emanet etti. Emirdağ Lahikası’nda geçen ve ‘’Bediüzzaman Said Nursi ve Hayru’l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak’’ adlı eserin 2. cildinin 856. sayfasında Hz. Üstad’ın kendi el yazısıyla orijinal hali neşredilmiş olan gerçek vasiyetnamesi şöyledir:
“Vasiyetnamemdir
Aziz, sıddık kardeşlerim ve vârislerim!
Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrukâtım ve Risale-i Nur'dan olan benim hususî kitablarım ve güzel cildlenmiş mecmualarım vesair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikalarının heyetine, başta Husrev ve Tahirî olarak o heyetten on iki kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki; emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.
Kardeşlerim! Bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zaîf olmakla beraber; gizli münafıkların desiselerle müteaddid sû'-i kasdları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbânîye ve hıfz-ı İlahî devam ediyor. Elbaki Hüvel Baki! Kardeşiniz Said Nursî”[1]
Vasiyetnamede geçen Gül ve Nur Fabrikaları heyetinden on iki kişi ise Ispartalı olup Husrev Efendi ve Hâfız Ali Efendi etrafında toplanmış saff-ı evvel büyük kahramanlardan oluşuyordu. Hâfız Ali Efendi Denizli Hapsinde vefat ettiğinden bu vasiyetin yazıldığı zaman hayatta değildi. Bu heyetten on iki talebenin isimleri ise, Husrev, Rüşdü, Refet, Nuri Benli, Hoca Sabri, Tahiri, Hâfız Mustafa, Büyük Mustafa, Büyük Ruhlu Küçük Ali, Kâtib Osman, Marangoz Ahmed, Mustafa Gül gibi Gül ve Nur Fabrikası mensupları olan Isparta’nın saff-ı evvel Nur Talebeleriydi.
Hazret-i Üstad, görünüşte bu vasiyetname ile yalnız kitaplarını miras bırakıyor gibi görünse de “sair şeylerimin bütününü” ifadesiyle, aslında memleket çapındaki bütün Nur Talebelerine, “Eğer bu hastalıktan vefat edecek olursam Husrev’in başını çektiği Gül ve Nur Fabrikası heyetlerinin, yani Isparta Kahramanları’nın etrafında toplanın!” mesajını vermiş oluyordu. Yani Hazret-i Üstad’ın muradı, yalnızca birkaç kitabını miras bırakmak değil, arkasında kalacak talebelerini dağınıklıktan muhafaza edecek bir merkezi, onlara bu şekilde göstermiş oluyordu.
Hazret-i Üstad’ın bu gaye ve maksadını, başka mektupları da teyid edip doğrulamaktadır. Mesela Isprata Kahramanları’na verdiği diğer bir ünvan olan ‘’Medresetüzzehra Erkanları‘’ tabirinin kullanıldığı bir mektubunda şöyle demektedir:
“Medresetüzzehra erkânlarının, hususan Hüsrev 'in bu vatan ve millet ve âlem-i İslâm'a hizmet-i imaniyeleri ve tahribçi (bozguncu) dinsizlerin desiselerine (hilelerine) sed çekmeleri o kadar büyük bir hasenedir ki (iyiliktir ki), farz-ı muhal binler seyyie (günah) olsa afvettirir. Öyle ise, başta Hüsrev olarak o erkânların hiçbir hareketini tenkid etmemek ve kemal-i ihlas ve samimiyet ile onlara tesanüd (dayanışma) ve tam kardeş olmak lâzımdır…’’[2]
Netice itibariyle kesin bir şekilde söyleyebiliriz ki; Bediüzzaman Hazretleri’nin kendinden sonra yerine bıraktığı vekili, talebesi Ahmed Hüsrev Efendi’dir. Bunu sözlü olarak, talebelerine pek çok bildirdiği gibi, yazdığı risalelerde de buna işaret eden pek çok açıklamaları vardır.
Aşağıda paylaştığımız linkte Hüsrev Efendi’nin Bediüzzaman Hazretleri’nden sonra mutlak vekili olduğunun detaylı izahları ve ispatları mevcuttur. Oraya bakılmasını tavsiye ediyoruz;
https://risale.online/soru-cevap/bediuzzaman-hazretlerinin-halefi-kim
[1] Emirdağ Lâhikası-1, s. 272
[2] Emirdağ Lâhikası-1, s. 136