Muhtelif Meseleler

25.03.2018

5004

Tahkiki İmanın Elde Etmenin Yolları Nelerdir?

Tahkiki imanın elde edilip edilmediği nasıl anlaşılır,Tahkiki İmanın Elde Etmenin Yolları Nelerdir?

* *

**** ****

26.03.2018 tarihinde sordu.

Cevap

İman Tahkiki Hale Nasıl Gelir?

Yukarıda zikrettiğimiz gibi İslâm tarihinde Kelâm âlimleri delil ve ispatlarla, mutasavvıflar ise ibadetler üzerinde yoğunlaşmakla imanı tahkiki hale getirmeye çalışmışlardır. Kelâm ilminde bir tecdid olan Risale-i Nur, tefekkür mesleğinde giderek imanı tahkiki hale getirmeye çalışır. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle demektedir:

“Ulemâ-yı ilm-i kelâmın akla ve mantığa istinâden te’lîf ettikleri binler cild kitapları, yalnız o ma‘rifet-i îmâniyenin burhânlı ve aklî bir yolunu göstermişler ve ehl-i hakîkatin keşfe ve zevke istinâden yazdıkları yüzer cild kitapları, o ma‘rifet-i îmâniyeyi daha başka bir cihette izhâr etmişler. Fakat Kur’ân’ın mu‘cizekâr cadde-i kübrâsının gösterdiği hakāik-i îmâniye ve ma‘rifet-i kudsiye, o ulemâ ve evliyânın kitaplarındaki beyânlarının pek çok fevkınde bir kuvvet ve yüksekliktedir. İşte Risâle-i Nûr, bu câmi‘ ve küllî ve yüksek cadde-i saadeti ve mi‘râc-ı ma‘rifeti tefsîr edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve adem âlemleri hesabına tahrîbâtçı küllî cereyânlara karşı, Kur’ân ve îmân nâmına mukābele ediyor, müdâfaa ediyor. Elbette hadsiz tahşîdâta ihtiyacı vardır ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp, ehl-i îmânın îmânını muhâfazaya Kur’ân nûruyla vesîle olsun. Hadîs-i Şerîfte vardır ki, “Bir adamın senin ile îmâna gelmesi, sana sahrâ dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.” Bazen bir saat tefekkür, bir sene ibâdetten daha hayırlı olur. Hatta Nakşîlerin hafî zikre verdiği büyük ehemmiyet, bu nevi‘ tefekküre yetişmek içindir.[1]

 

Tahkîkî iman, araştırmalara ve elde edilen sağlam delillere ikna olmaya dayanan kuvvetli ve sarsılmaz bir inanç demektir. 

Tahkîkî imanı elde etmek için;

1- Tahkiki imana ne kadar ihtiyacımız olduğunu iyice anlamak, yani dünya ve ahiret saadetimiz için bunun ne kadar elzem olduğunu bilmek lazımdır.

2- Ölümü çokça düşünmek ve son nefeste imansız gitmekten kurtuluşun tek garantisinin iman-ı tahkiki sahibi olmak olduğunu bilmek gerekir. Bu mevzuyu Üstad Bediüzzaman Hazretleri şöyle anlatır:

“İman-ı tahkikî ilmel yakînden hakkalyakîne yakınlaştıkça (iman kuvvetlendikçe) daha selbedilmiyeceğine (alınmayacağına) ehl-i keşf ve tahkik (kalb gözü açık büyük âlimler) hükmetmişler. Demişler ki: "Sekerat vaktinde (can çekişirken) şeytan, vesvesesiyle ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebilir. Bu nevi îman-ı tahkîkî ise, yalnız akılda durmuyor, belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letâife (duygulara) sirayet ediyor (yayılıyor), kökleşiyor ki; şeytanın eli o yerlere yetişemiyor, öylelerin îmanı zevalden (kaybolmaktan) mahfuz kalıyor (korunuyor).”[2]


3- İmanının gereği gibi yaşamak; yani farzları işlemek, kebâir denen büyük günahları terk etmek lazımdır. Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri şöyle demektedir:

“Bu zamanda tahrîbât ve menfî cereyân dehşetlendiği için, takvâ bu tahrîbâta karşı en büyük esâstır. Farzlarını yapan, kebîreleri işlemeyen, kurtulur.[3]

Hem ibadet, hususan namaz, günde beş defa iman ettiğimiz hakikatleri bize hatırlatıp kalbimizde iyice yerleşmesine vesile olur. Üstad, İşaratül İ’caz’da buna şöyle işaret eder:

“Akaidî (inanca dair) ve imanî hükümleri kavî (kuvvetli) ve sabit kılmakla meleke haline getiren (ruha yerleştiren) ancak ibadettir.”[4]

4- Allah’ın kitabını bolca okumak ve anlamaya çalışmaktır. Çünkü Kur’an âyetleri, imanı kuvvetlendirecek deliller ve derslerle doludur. Allah’ın her şeyi nasıl yarattığı, peygamberleri neden görevlendirdiği, meleklerin vazifeleri ve ahiret hayatı gibi bütün iman hakikatleri, Kur’an’da bolca ve ikna edici izahlarla işlenir.

5- Kur’an’ın imana dair ayetlerini daha iyi anlayabilmek için o âyetlerin tefsirlerinden istifade etmek lazımdır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin yazdığı Risâle-i Nur Külliyatı, imanî ayetleri tefsir eden, asrımız insanlarının anlayabileceği ve şüphelerini tedavi edebilecek bir mâhiyette yazılmış olan hârika mânevî bir Kur’an tefsiridir. Böyle iman derslerini tekrar tekrar ve anlayarak okumak imanın kuvvetlenmesi için büyük bir fayda sağlar. İman derslerinin başka meseleler gibi bir iki kez okumakla ihtiyacın sona ermeyeceğini Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder:

“(Ahireti isbat eden) Onuncu Söz'ün kıymeti tamamıyla takdir edilmemiş. Ben kendi kendime hususî, belki elli defa mütalaa etmişim ve her defasında bir zevk almışım ve okumaya ihtiyaç hissetmişim. Böyle bir risaleyi bazıları bir defa okuyup, sair ilmî risaleler (kitaplar) gibi yeter der, bırakır. Hâlbuki bu risale ulûm-u imaniyedendir (iman ilimlerindendir). Her gün ekmeğe muhtaç olduğumuz gibi, o nevi' ilme her vakit ihtiyaç var.”[5]


6- Kur’an ve tefsirlerinden aldığımız bu iman derslerini tefekkür etmek (iyice düşünmek) için, sık aralıklarla etrafımızdaki yaratılmış Allah’ın canlı cansız sanat eserlerini ibretle düşünmek. Onlarda görünen ilâhî sanatları ve üzerlerinde manaları görünen Allah’ın isim ve sıfatlarını tefekkür etmek ve bunu bir meleke ve alışkanlık hâline getirmek. 

7- İmanın gereği olan ibadetleri yapmaktır. Yani Allah'ın emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmak gerekir.Bu konuda üstad Bediüzzaman hazretleri İşarat'ül-icaz adlı tefsirinde şöyle demektedir:

"Akāidî(inanç esaslarını) ve îmânî hükümleri kavî(kuvvetli) ve sâbit kılmakla meleke (sağlam ve yerleşik) hâline getiren, ancak ibâdettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibâret olan ibâdetle, vicdânî ve aklî olan îmânî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve te’sîrleri zayıf kalır. Bu hâle âlem-i İslâmın hâl-i hâzırdaki vaz‘iyeti şâhiddir."[6]


8- Bütün bu saydıklarımızı başarabilmek için bu konuda da ihlâslı olmak. Çünkü yine Hz. Üstadın ifadesiyle, ihlâs insanı maksadına ulaştıran en kerametli bir vesiledir.Eğer bu sayılan maddeler bizde varsa inşallah tahkiki imanı elde etmişiz demektir. 

Cenâb-ı Allah cümlemize, tahkikî imana ihlâsla çalışmayı, elde etmeyi ve dünyadan imân-ı kâmil ile göçmeyi nasib eylesin.

Ayrıca lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/taklidi-ve-tahkiki-iman

https://risale.online/soru-cevap/iman-mertebeleri

 



[1] Bediüzzaman Said Nursi, Asâ-yı Musa, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 267.

[2] Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 18.

[3] Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 193.

[4] Bediüzzaman Said Nursi, İşaretü’l İcaz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 193.

[5] Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 303

[6] Bediüzzaman Said Nursi, , İşaretü’l İcaz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 131


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız