Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:

Cenâb-ı Hakk yetmiş bin perde arkasındadır.[1]”

Bu perdeler yalnız yaratılmışlar için vardır. Zira hiçbir şey Allah’a perde olamaz. Rabbimizin de buyurduğu üzere Allah her şeye her şeyden daha yakındır.

“Biz ona şah damarından daha yakınız”[2]

Ehl-i sünnet inancına göre, Cenâb-ı Hakk insanlara şah damarından daha yakın olduğu halde belli bir yönde veya belli bir mekânda da değildir. Bir benzetme ile bu konuyu somutlaştıracak olursak güneş ısısı ve ışığıyla bize her şeyden hatta gözbebeğimizden de yakındır. Halbuki biz ondan 150 milyon kilometre uzaktayız. Cenâb-ı Allah da mekândan münezzeh olduğu halde, her şeye her şeyden daha yakındır. Onun yakınlığı, yaratılmış iki şeyin arasındaki yakınlık gibi değildir. Çünkü yaratan ile yaratılmışların varlık mertebeleri çok farklıdır. Bu yüzden onun sıfatları varlıkların sıfatlarına benzemez. Onun varlık mertebesiyle yaratılmışların varlık mertebeleri arasında zıtlık vardır. Mertebedeki bu zıtlık sebebiyle Allah bize yakın olduğu halde bizim O’na uzak olmamız gibi bir farklılık ortaya çıkmaktadır. Rabbimiz bu farklılığa şöyle işaret etmektedir:

“Hiçbir şey O’nun misli gibi değildir”[3]

Hadiste beyan edilen hakikati Allah yarattığı mahlukuna görmesiyle, duymasıyla, bilmesiyle ve onu kuşatmasıyla çok yakın olduğu gibi mahluk tarafına geçildiğinde Rabbiyle arasında perdeler bulunması olarak anlamamız mümkündür.

[1] Zebîdî, II, 72; V, 137; Şevkânî, s.450

[2] Kaf, 50/16

[3] Şura, 42/11