Soru

Sedd-i Zülkarneyn ve Risale-i Nur

"Risale-i Nur bir Sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazifesini görebilir." cümlesini izah eder misiniz?

Tarih: 10.03.2022 22:38:01
Okunma: 394

Cevap

Zülkarneyn(as) , yapmış olduğu büyük sedlerle Moğol ve Mançur gibi alemi zulumleriyle pek çok defa sarsan zalim kavimlerin zulümlerine mani olmuştur.[1] Risale-i Nur da özellikle zelzeleye uğrayan Kuran ve iman esaslarına yönelik ortaya koymuş olduğu kuvvetli deliller ile dinsizlik fikirlerini ve bu dinsizliğin tesiriyle ortaya çıkacak anarşizme mani olmuştur.[2] Böylece manevi ve imani bir sed olarak imanı ve Kuran hakikatlerini korumuştur.

 

[1] “Zülkarneyn olan İskender-i Kebîr’in(Büyük İskender) nübüvvetkârâne (peygamber gibi) irşâdâtıyla akvâm-ı zâlime(zalim kavimler) ile milel-i mazlûme(mazlum milletler) ortasında hâil(engel) ve gaddarların(zalimlerin) gārâtlarına(yağmalamalarına) mâni‘ olacak meşhur Sedd-i Çin’in binasını kurduğu gibi; İskender-i Rûmî misillû müteaddid cihangîrler ve kuvvetli padişahlar, maddî cihetinde ve ma‘nevî âlem-i insaniyetin ma‘nevî padişahları olan bir kısım enbiyâ, ve bazı aktâblar dahi ma‘nevî ve irşâdî cihetinde o Zülkarneyn’in arkasında gidip ve ona iktidâ(uyma) edip, mazlumları zâlimlerden kurtaracak çarelerin mühimlerinden olan, dağlar ortalarında sedleri, (Hâşiye) sonra dağlar başlarında kal‘aları kurmuşlar. Ya bizzât maddî kuvvetleriyle veyahud irşâd ve tedbîrleriyle te’sîs etmişler. Sonra şehirlerin etrafında sûrları ve ortalarında kal‘aları, tâ son çare olan kırk ikilik topları ve kal‘a-i seyyâre(gezici kale) gibi diritnavtları(büyük savaş gemisi) yapmışlar. Hatta rû-yu zemînin en meşhur seddi ve kaç günlük uzun bir mesâfe tutan Sedd-i Çin’i, Kur’ân lisânıyla Ye’cûc ve Me’cûc’ün ve ta‘bîr-i diğerle târih lisânında Mançur ve Moğol denilen ve âlem-i beşeriyeti kaç def‘a zîr u zeber eden ve Himalaya Dağlarının arkasından çıkan, şarktan garba kadar harâb eden akvâm-ı vahşiye ve gārâtkâr milletlerin Hind ve Çin’deki akvâm-ı mazlûmeye tecâvüzlerini durdurmak için o Himalaya silsilelerine yakın ve iki dağ ortasında uzun bir sed yaptığını; ve o akvâm-ı vahşiyenin kesretle hücumlarına çok zaman mâni‘ olduğu gibi; Kafkas Dağları’nda, Derbend cihetinde yine çapulcu gārâtgîr akvâm-ı Tatariyenin hücumunu durdurmak için, Zülkarneyn-misâl eski İran padişahlarının himmetiyle sedler yapılmıştır. Bu nev‘den çok sedler var. Kur’ân-ı Hakîm umum nev‘-i beşerle konuştuğu için, zâhiren bir hâdise-i cüz’iyeyi zikreder, umum o hâdiseye benzer hâdisâtı ihtâr ederek konuşur. İşte bu nokta-i nazardandır ki, sedde ve Ye’cûc ve Me’cûc’e dâir rivâyetler ve akvâl-i müfessirîn ayrı ayrı gidiyor.” (Lemalar- 110,111.)

 

[2] Hıristiyan dinini mağlûb eden ve anarşiliği yetiştiren ve şimâlde çıkan dehşetli dinsizlik cereyânının, bu vatanı ma‘nevî istîlâ etmek istemesine karşı, Risâle-i Nûr sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazîfesini görebilir. Asay-ı Musa, 264.


 


Yorum Yap

Yorumlar