"Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi ayinedarlık etmektir." Bu ayinedarlık hangi cihette oluyor, nasıl anlamak gerek?
Samed kelimesinin anlamı bilindiğinde düğüm çözülmüş olur. Samed ismi hakkında iki mana mütalaa edilmiştir. Birincisi: Doğrudan doğruya kendisine yönelmektir. "samede samdehu" tabiri dosdoğru, düpe düz, yoldan hiç sapmadan Allah'ı kastetmek ve Ona yönelmek demektir. Bu mana düşünüldüğünde Ramazan-ı Şerifte Müslümanlar doğrudan doğruya Allah için, Allah'a yönelerek Ona doğru giderler. O hali alırlar. Bu noktadan samediyete aynadarlık ederler.
İkincisi: Hiç boşluğu olmayan, gediksiz, deliksiz, yekpare manasınadır ki yapılan ibadette yalnızca Allah'ın rızası vardır. Bu amelde hiç bir delik, gedik yoktur. Hem bu manadan yola çıkarak "yemez-içmez" bu konuda hiç bir eksiği yok demektir. Müslümanlar oruçla melekler gibi yemez içmez bir vaziyet aldığından yemez içmez olan ve beşeri özelliklerden müstağni bulunan Allah'a aynadarlık etmiş olurlar.
Bir de Samed, kimseye muhtaç olmayan, fakat herkesin kendisine muhtaç olan demektir. Oruç esnasında insanın dünyevi bütün ihtiyaçlarından uzaklaşmasıyla adeta Samediyete mazhar olur.