Şaban ayının ehemmiyetini kaynaklarıyla birlikte izah eder misiniz?
ŞABAN-I ŞERİF VE FAZİLETİ
Rahmet mevsiminin ikinci nûrânî halkasını Şaban-ı Şerif oluşturmakta. Büyüklerin tabiriyle “bakım, amel, muhabbet ve hizmet” ayı. Bu ayı şerefli ve değerli kılan en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazân-ı Şerîf hariç), yapılan her amel ve ibâdete üç yüz kattan fazla sevap verilmesidir.
Yine bu ayda Recep ayında olduğu gibi mü’minlerin günahları temizlenmeye devam eder. Sevgili Peygamberimiz, “Şaban günahları temizleyendir” [1] buyurarak bu ayın kıymetini yükseltirdi. “Şaban benim ayımdır” buyururlardı. Recep ayında başladığı “Allahım! Recebi ve Şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır.” [2] duâsına bu ayda da devam ederlerdi.
Peygamberimizin bu ayı yüceltmesinin bir sebebi de hemen arkasından gelen ve Kur’an ayı olan Ramazân-ı Şerîf içindir. Hz. Enes’in rivâyetinde Peygamberimize sorarlar: “Ya Resûlallah, Ramazandan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?” Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Ramazanı ta’zîm için (Ramazan hürmetine) Şabanda tutulan oruçtur” [3] cevabını verirler. Bunun içindir ki Allah Resûlü Şaban ayının bazen tamamını bazen de çok günlerini oruçla geçirirlerdi.
Bu ayı namaz, oruç ve sadaka gibi ibâdetlerle geçirmekle, Ramazan ayı için zihnen, ruhen ve bedenen bir hazırlık yapılmış olur. Zira toplumumuzda “nasıl olsa Ramazan ayı geldiğinde çok ibâdet edeceğiz” düşüncesiyle bu ayı gafletle geçirenlerin sayısı hiç de az değildir. Şaban ayındaki ibâdetlerle bu gaflet örtüsünü yırtmak gerektir. Bu hususta rehber-i mutlak olan Peygamberimiz (sav) şöyle buyururlar: Hz. Üsame sorar: “Yâ Resûlallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.” Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar: “Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” [4]
Şaban ayının ve içinde yapılan ibadetlerin faziletine dair diğer rivayetler ise şöyledir;
"Recep Allah'ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır." [5]
Hz. Âişe (ra): "Rasûlüllah'ın (sav) Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" [6]
Hz. Aişe (r.a) validemiz: "Resûl-i Ekrem (sav) bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz onun bu ayda hiç iftar etmeyecek sanırdık. Bazı aylarda ise çok iftar ederdi. Hatta biz onu hiç oruç tutmayacak sanırdık. Resûl-i Ekrem’in (sav), Ramazan ayından başka bir ayın tamamını oruçlu geçirdiğini görmedim. Şaban ayındaki kadar oruçlu olduğu başka bir ayda görmedim” demiştir. [7]
Ümmü Seleme (ra) şöyle demiştir: “Rasûlullah (sav) Ramazandan sonra en fazla orucu Şaban (ayın)da tutardı. Bunun sebebi, o sene içinde ölecek olanların isimlerinin, Şabanda diriler defterinden, ölüler defterine geçirilmesidir. Bir kimse yolculuğa çıkar. (Halbuki onun ismi yaşayanlar defterinden çıkarılıp) o sene ölecek olanların defterine yazılır.” [8]
Bu ayda oruç tutmaya özel itina gösteren Efendimiz'in (sav) Şaban ve Ramazanın dışında peş peşe iki ay oruç tutmadığı kaydedilmektedir. Şaban'ın tamamını oruçla geçiren [9] Peygamberimiz (sav) "Ramazan'dan sonra en faziletli oruç hangisidir" sorusuna "Şaban" diye cevap vermiş ve şu ilavede bulunmuştur: "Şaban, Ramazan'ı karşılamak içindir. [10] Gerektiğinde onu otuza tamamlayınız". [11]
“Hz. Âişe (ra); ‘’Rasûlullah’a (sav) ayların en sevgilisi, kendisini Ramazan ayına kavuşturan Şaban ayı idi’’ demiştir.” [12]
Şaban ayı, İslam tarihinde bazı önemli olayların gerçekleşmesi açısından da önemlidir. Bunlar arasında, hicretin 2. yılına rastlayan Şaban ayı ortalarında nâzil olan Bakara 144. âyetle kıblenin Mescid-i Aksâ'dan Mescid-i Haram'a çevrilmesi ve Bakara sûresinin 183-184. ayetlerinin nâzil olmasıyla Ramazan orucunun farz kılınmasıdır. "Şüphesiz ki Allah ve melekleri o peygambere çok salat ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salat edin! Ve O’na teslim olarak salat edin!" [13] âyet-i celîlesi de Şaban ayında nazil olmuştur.
KUDSÎ ÇEKİRDEK: BERAT GECESİ
Aynı zamanda mübarek Berat Gecesi de Şaban ayı içindedir. Şâ‘bân-ı Şerîfin 15. Gecesi Berat Gecesidir. Bedîüzzaman Hazretleri bu gecenin bütün sene içinde kudsî bir çekirdek hükmünde olduğunu ve beşerin mukadderât programı nevinden olması cihetiyle de kadir gecesi kıymetinde olduğunu söyler. Hem devamla bu gece işlenen her bir salih amele ve okunan her bir Kur’ân harfine 20 bin kat sevap verildiğini böylelikle 50 senede kazanılacak bir ibâdet sevabına hâiz olduğunu ifade eder. [14]
Duhan Sûresi’nin 2,3 ve 4. âyeti bu geceden bahseder ve Rabbimiz bütün hikmetli işlerin bu gecede ayırt edildiğini söyler. Bu gecede, gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi melekler tarafından ayrı ayrı defterlere yazılır ve vazifeli meleklere teslim edilir. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, doğumlar ve ölümler hep bu gecede kaydedilir. Fahreddin er-Razi’ye göre bu defterlerin düzenlenmesi bu gecede başlar, kadir gecesinde tamamlanarak her sahife sahibine teslim edilir.
Bu gecede Allah çok kimseleri affeder. Peygamberimiz (sav): “Allah Teâlâ Hazretleri, Nısf-u Şaban gecesinde dünya semâsına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder.” buyururlar. [15]
Hz. Ali’den (ra), Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğu rivayet edildi: "Şaban ayının yarısı on beşinci gecesi olunca, o geceyi ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz. Çünkü Cenâb-ı Allah’ın rahmeti o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve şöyle nida eder: “Bağışlanmak, af dileyen yok mu? Onu affedeyim, günahlarını bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu? Ona şifâ vereyim. Bir derde müptela olan yok mu? Derdine deva vereyim”. Bu hal güneş doğuncaya kadar devam eder.” [16]
Berat Gecesi’nin faziletine dair diğer rivayetler şöyledir;
"Allah Teâlâ Şaban'ın on beşinci geresi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar." [17]
“Şu beş gecede yapılan dualar kabul edilir, geri çevrilmez. Regaip gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi ve Kurban Bayramı gecesi” [18]
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: Peygamberimiz bir gece kalktı, namaza durdu, secdeyi o kadar uzattı ki ruhunu teslim ettiğini sandım, kendisini bu halde görünce kalktım, baş parmağını hareket ettirdim, parmağı hareket edince döndüm, secdede şöyle dediğini işittim: “İlahi! Cezandan affına sığındım. Gazabından rızana güvendim. Senden sana sığındım. Senin senan büyüktür. Fakat seni hakkıyla senin kendi nefsini sena ettiğin gibi övmekten acizim.” Aişe: Ya Rasülellah secdede bazı şeyler söylüyordun. Ya Aişe! Bu gece, hangi gecedir bilir misin? Buyurdu. Ben de: Allah Rasülü bilir, dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav): “Bu gece, Şaban ayının yarısı (Berat) gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede kullarının durumuna bakar ve bağışlanmak isteyenleri bağışlar, rahmet isteyenlere rahmetini ihsan eder, ancak kinci olanları geri bırakır” buyurdu. [19]
[1] Keşfü'l Hafâ. II/9.
[2] Ahmed b. Hanbel; Müsned
[3] Tirmizı, Zekât: 28
[4] Nesei, Savm: 70
[5] Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423
[6] Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IV, 295
[7] Sahih-i Buhari Trc.Sarih Terc:6/295
[8] Gunye 1/186-187
[9] Buhari Savm, 52
[10] Tirmîzî, Zekât,28
[11] Buhari Savm,11
[12] Gunye 1/187
[13] Ahzab; 56
[14] Şuâ’lar, 538
[15] Tirmizî, Savm 39
[16] İbn Mace.İkame.191.et-Tergîb ve't-Terhib, II,473
[17] İbn Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38
[18] İbn-i Asâkir; Muhtar’ul- Ehadis. H.568
[19] et Terğib vet Terhib c. 2, s. 119