14. Lem'a ve 1. Söz arasındaki fark nedir? Her iki risalnin de konusu Besmele. Besmele'nin hangi yönleri hangi risalede ne şekilde izah edilmiştir?
Birinci Söz; besmelenin bir kuvvet ve bereket kaynağı olması ve Allah adına hareket etmenin ehemmiyeti üzerinde durmaktadır. Birinci söz daha çok besemelenin hayattaki kullanımı, faydaları ve teslimiyetin getirdiği kolaylığı anlatmaktadır. Sade, anlaşılır ve temsilî bir hikaye (çölde seyahat eden mağrur ve mütevazı iki kişi temsili) kullanarak konuyu izah etmektedir. Her seviyeden insanın kolayca anlayabileceği bir dil kullanılmıştır.
Bu söz, nefse hitap ederek başlamakta, daha sonra kalp düzeyinde hakikatlere geçmektedir. Bunlar “Bismillâh’ın büyük tükenmez bir kuvvet ve bitmez bir bereket olması, insanın âciz ve fakir olmasından dolayı tükenmez bir kuvvete ve berekete dayanması gerekmesi, uzun dünya yolculuğunda bu aciz ve fakir insanın, yolculuğu boyunca ihtiyaç duyacağı şeyleri ancak Bismillah ile yani Allah’a dayanarak ve onun adıyla çalışarak elde edebileceği gibi hakikatlerdir. Aynı şekilde yolculuğu boyunca karşılaşacağı düşmanlardan da Bismillah ile yani Allah’ın kudretine dayanarak korunabilecektir.
Dolayısıyla birinci söz, Bismillah’ın insana kazandırdığı kuvvet ve bereketten bahsetmekte, tevekkül, teslimiyet ve Allah'a dayanma boyutlarını vurgulamaktadır. Bu hususları da Kâinattaki varlıkların lisan-ı hal ile "Bismillah" diyerek hareket ettiği şeklindeki misallerle göstermektedir. Bu sözün, genel olarak her tabakadaki insanlara ve nefse hitap ettiğini; nefis, akıl ve kalbe yönelik olduğunu söylemek mümkündür.
Ondördüncü Lem‘a’nın İkinci Makamı ise besmelenin rahmet hakikati ile olan alakası ve rahmetin kâinattaki tecellileri üzerine odaklanmaktadır. Bu risale, besmelenin binlerce sırrından rahmet sırrını ele almaktadır. Akıldan ziyade kalbe bakan, delilden ziyade hâlî ve manevî zevke bakan bu risale, besmeledeki 5 rahmet sırrını izah etmektedir. Bu şekilde derin bir tefekkür ve manevi hissiyatı harekete geçirmektedir. Bu risalede Cenâb-ı Hakk’ın Rahman ve Rahim isimlerinin kâinattaki umumî tecellileri ve “Bismillah”ın bu rahmet hazinesine bir anahtar olduğu vurgulanmaktadır.
Birinci sır; “بسم الله” ın işaret ettiği mahlûkâtın simalarındaki yardımlaşma, dayanışma ve birbirine cevap verme hakikatindan ortaya çıkan ilahî mührü izah etmektedir. Ayrıca “بسم الله الرحمن” ın işaret ettiği bitki ve hayvanların terbiye idaresindeki benzerlik, düzen, lütuf ve merhametin gösterdiği rahmâniyet mührü ile “بسم الله الرحمن الرحيم” in işaret ettiği insanın mâhiyetindeki merhamet ve şefkatin inceliklerinin gösterdiği rahîmiyyet mührü açıklanmaktadır.
İkinci sır; vâhidiyet ve ehadiyet cilvelerinden bahsetmektedir.
Üçüncü sır; kâinatı şenlendiren, aydınlatan, mahlûkâtı terbiye eden, kâinatı insana yönlendiren, insanı Cenâb-ı Hakk’a muhatap eyleyen hakikatin rahmet olduğunu izah etmektedir.
Dördüncü sır; çokluk içerisinde boğulmaya müsait olan insanın vahdâniyet içinde ehadiyeti bulmasının ancak rahmet sayesinde olduğunu açıklamaktadır.
Beşinci sır; “Allah, insanı Rahmân’ın sûretinde yaratmıştır” mealindeki hadisi izah etmektedir.
Altıncı sır ise insanın rahmete ne kadar muhtaç olduğu ve rahmetin Cenâb-ı Hakk’a ulaşmanın çok önemli bir vesilesi olduğunu açıklamaktadır.
Bu risale, imanın ileri mertebelerinde olan, kalp ve maneviyat cihetiyle derinleşmek isteyenlere hitap etmekte ve “Bismillah”taki hakikatlerin derin yönlerini ve kâinatla olan bağlantısını göstermektedir.