Soru

Hakikate Ulaşmada En Etkili Yöntem

Mektubat 157. Sayfada üçüncü paragrafın sonunda Kur'an ve kelam metodunun farkları su temsili ile izah edilmiş. Temsili ve hakikatini açıklar mısınız?

Tarih: 4.05.2025 21:53:48

Cevap

“ulemâ-yı ilm-i kelâmın mesleğiyle, Kur’ân’dan alınan minhâc-ı hakîkînin farkları hakkında şöyle bir temsîl söylemişiz ki: Meselâ bir su getirmek için, bazıları küngân (su borusu) ile uzak yerden, dağlar altında kazar, su getirir. Bir kısım da her yerde kuyu kazar, su çıkarır. Birinci kısım çok zahmetlidir. Tıkanır, kesilir. Fakat her yerde kuyuları kazıp su çıkarmaya ehil olanlar, zahmetsiz her bir yerde suyu buldukları gibi; aynen öyle de, ulemâ-yı kelâm, esbâbı, nihâyet-i âlemde teselsül ve devrin muhâliyeti ile kesip, sonra Vâcibü’l-Vücûd’un vücûdunu onunla isbat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor.

Ama Kur’ân-ı Hakîm’in minhâc-ı hakîkîsi ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor. Her bir âyeti birer Asâ-yı Mûsâ gibi, nereye vursa âb-ı hayat fışkırtıyor. وَف۪ي كُلِّ شَيْءٍ لَهُٓ اٰيَةٌ تَدُلُّ عَلٰٓي اَنَّهُ وَاحِدٌ düstûrunu her şeye okutturuyor. Hem îmân, yalnız ilim ile değil. Îmânda çok letâifin hisseleri var. Nasıl ki bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif a‘sâba, muhtelif bir sûrette inkısâm edip tevzî‘ olunuyor. İlim ile gelen mesâil-i îmâniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecâta göre ruh, kalb, sırr, nefis ve hâkezâ; letâif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa noksândır. “[1]

Temsille Anlatılan Yöntem Farkı:

Kelâm Âlimlerinin Yöntemi (Küngân - Su Borusu ile Su Getirme): Su, imanî hakikatleri temsil eder. Küngân (toprağın altından uzaktan getirilen borular) ise kelâm âlimlerinin izlediği uzun aklî ve mantıkî delilleri temsil eder. Bu yöntem uzun ve meşakkatlidir. Akıl merkezli, uzun ve teknik delillerle iman ispatı yapılır. Mesela şöyle derler: Her şeyin bir sebebi vardır. Bu sebepler sonsuza kadar gidemeyeceğine göre, bir İlk Sebep olmalıdır. İşte o Allah’tır. Bu yoldan iman ispat edilir ama yol uzundur. Herkesin anlaması kolay değildir. Bazı yerlerde tıkanabilir; zihin yorgun düşebilir.

Kur’ân’ın Yöntemi (Her Yerde Kuyu Kazıp Su Bulmak): Kur’ân her yerde doğrudan kaynağa ulaşır. Yani göklerde, yerde, insanda, hayvanda, karıncada, yıldızda, çiçekte Allah’ın varlığına deliller gösterir. Akıl ve kalbi beraber tatmin eder. İmanî hakikatleri vicdana, kalbe ve ruha duyurur. Tefekkür merkezli, her varlık üzerinden Allah’ı gösterir. Kalp, ruh, nefis gibi latifeleri harekete geçiren bir yöntemdir. Said Nursî Hazretleri, Kur’ân’dan alınan bu metodu daha tesirli, derin ve kapsamlı olduğunu ifade ediyor.

Kuyu kazmak: Her varlık üzerinde tefekkür edip Allah’ı görmek. Bu yöntem daha etkili ve doğrudandır. Çünkü su (iman hakikati) her yerde bulunur. Her şeyde O’nun birliğine delalet eden pek çok ayet ve deliller vardır. Bak gökyüzüne, bak yere, bak bir arıya, bir çiçeğe… Her şeyde Allah’ın varlığına ve birliğine delil vardır. Yeter ki bakmayı bil.

Yemek temsili burada çok önemlidir. Nasıl ki yemek mideye girince sadece orada kalmaz, sindirim sistemiyle vücuda yayılır, her organ ondan faydalanır… Aynı şekilde, akıl yoluyla alınan imanî hakikatler de sadece akılda kalmaz; kalp, ruh, sır gibi iç duygulara da sirayet eder. Eğer sadece akılda kalırsa tamamlanmamış bir iman olur. Akıl, düşünür, delilleri değerlendirir. Kalp, sevgi ve teslimiyet yönüyle iman eder. Ruh, derinlik ve maneviyat yönüyle iman eder. Nefis, terbiye olup ilahi otoriteye boyun eğer. Sır, gizli latife, Allah’a yönelir.

Kur’ân’ın ayetleri, Hz. Mûsâ’nın asası gibidir. Asâ, nereye vurulsa su çıkarıyor. Kur’ân’ın ayetleri de nereye yöneltilse, hangi konuya değinse, Allah’a imanı net olarak gösteriyor. Kelâmcıların yolu kıymetli fakat uzun ve teknik bir yoldur. Kur’ân’ın yolu ise ruhu doyuran bir yoldur. Kur’ân, her varlığı Allah’a açılan bir pencere yapar.


[1] Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat Mecmuası, Altınbaşak Neşriyat, İstanbul 2013, c.1, s. 157


Yorum Yap

Yorumlar