Soru

"Hâmisen: Rehber ise, senin gibi Kur’ân’ın nûru altına girenlere Kur’ân’dır. (الٓمٓ) lerin, (الٓرٰ) ların, (حٰمٓ) lerin başlarına bak, anla ki, Kur’ân ne kadar makbûl bir şefâatçi, ne kadar doğru bir rehber, ne kadar kudsî bir nûr olduğunu gör."

28. Mektub'da geçen (s. 268) bu kısmı izah eder misiniz? 

Tarih: 15.05.2025 12:44:36

Cevap

(الٓمٓ) lerin, (الٓرٰ) ların, (حٰمٓ) lerin başlarına bak” cümlesinden şunu anlıyoruz. Bediüzzaman Hazretleri, bu hurûf-u mukatta ile başlayan surelerin ilk ayetlerine bakmamızı istiyor. Çünkü bu ayetler hakikaten “Kur’ân ne kadar makbûl bir şefâatçi, ne kadar doğru bir rehber, ne kadar kudsî bir nûr olduğunu” çok net ifadelerle anlatıyor. Bir kısmını misal olarak veriyoruz: 

Bakara Suresi: Elif, Lâm, Mîm. İşte bu, o Kitab’dır ki, onda şübhe yoktur. Takvâ sâhibleri için bir hidâyettir.

A‘râf Suresi: Elif, Lâm, Mîm, Sâd. (Bu,) kendisiyle (insanları) sakındırman ve mü’minlere nasîhat (vermen) için sana indirilen bir kitabdır; öyle ise ondan (onu tebliğden) dolayı gönlünde bir sıkıntı (yalanlanma korkusu) olmasın!

Yûnus (As) Suresi: Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar, o hikmetli Kitâb’ın (Kur’ân’ın) âyetleridir.

Hûd (As) Suresi: Elif, Lâm, Râ. (Bu,) Hakîm (her işi hikmetli olan), Habîr (herşeyden haberdâr olan Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir Kitab’dır.

Yûsuf (As) Suresi: Elif, Lâm, Râ. Bunlar, apaçık Kitâb’ın âyetleridir.

Ra‘d Suresi: Elif, Lâm, Mîm, Râ. Bunlar, Kitâb’ın (Kur’ân’ın) âyetleridir ve sana Rabbinden indirilmiş olan (o Kur’ân) haktır; fakat insanların çoğu îmân etmezler.

Secde Suresi: Elif, Lâm, Mîm. Bu Kitâb’ın (Kur’ân’ın) indirilmesi, ki onda şübhe yoktur, âlemlerin Rabbi tarafındandır.

Mü’min Suresi: Hâ, Mîm. (Bu) Kitâb’ın (Kur’ân’ın) indirilişi, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Alîm (hakkıyla bilen), günahı bağışlayan, tevbeyi kabûl eden, azâbı pek şiddetli ve çok lütuf sâhibi olan Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır.

Zuhruf Suresi: Hâ, Mîm. Apaçık beyân eden Kitâb’a and olsun ki, şübhesiz biz, (anlayıp) akıl erdiresiniz diye onu Arabca bir Kur’ân kıldık.


Yorum Yap

Yorumlar