Soru

Kınamak Caiz mi

Günah olmayan bir davranışın kınanması caiz midir?

Tarih: 20.09.2021 21:46:23
Okunma: 2302

Cevap

Bir kimseyi günahından ya da yaptığı işten dolayı kınamak ve ayıplamak, dinimizde yasaklanmış ve hoş görülmemiştir.  Mü’mine yakışan hal; kınamak değil lütufla, iyilikle ve yapıcı bir üslupla kötülüğün ve günahın ıslahına çalışmaktır. Peygamber efendimiz (sav) bu hususta şöyle buyurur: "Sizden kim sünnetimize uymayan bir münker (hoşa gitmeyen iş) görürse, seyirci kalmayıp onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse lisanıyla düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu kadarı imanın en zayıf mertebesidir."[1]

Bu hadis-i şerifte bizler için tam bir ölçü ve usul bulunmaktadır. Şöyle ki; Mü’min olan kimse gördüğü kötülük ve çirkinlikler karşısında asla sessiz kalamaz. Mutlaka tavrını ortaya koymalıdır. Ancak bu tavrı kınamak ve ayıplamak olmamalıdır. Müdahale edebilecek bir konumda ise eliyle, sözü geçecek bir durumda ise diliyle mutlaka müdahale etmelidir. Eliyle ve diliyle müdahale edecek durumda değilse veya müdahalesi fayda vermezse o vakit kalbiyle o çirkin işe buğzedip taraftar olmadığını göstermesi gerekir.

Bir başka husus da; kınadığımız kişi hatasından dolayı tevbe etmiş olabilir. O zaman Allah’ın bağışladığı bir davranıştan ötürü mü’min kardeşimizi kınamak da kardeşlik hukukuna uygun düşmemektedir. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: ‘’Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah’tan bağışlanma dilerse Allah’ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.’’[2]

Mü’min kardeşimizi hatasını başına kakarcasına kınamanın şöyle bir sakıncası da vardır;  Hz Peygamber (sav) kınamakla alakalı olarak şöyle buyurdular: "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz."[3]

Demek her ne sebeple olursa olsun mü’min kardeşimizi kınamak kesinlikle caiz değildir.

İlave malumat için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/bugzetmek-ve-kinamak


[1] Müslim, İman 78 (49); Tirmizî, Fiten 11 (2173); İbnu Mâce, Fiten 20, (4013)]

[2] (Nisa, 4/110)

[3] (Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 5/315, no: 2778; bk: Keşfu'l-Hafa, 2/265)


Yorum Yap

Yorumlar