Kendini ve işlerini beğenmek İslamiyet te hiç hoş karşılanılmayan bir durum olduğu gibi , kendini ve yaptıklarını beğenmemek te kişiyi atalete iter. Azmini ve şevkini kırar. Bu ikisi arasında ki denge nasıl olmalıdır.?
İslam dininde gurur ve amele güvenmek istenmediği gibi nankörlük etmekte yasaklanmıştır. Nankörlüğü doğuracak tevazu, doğru olmadığı gibi yapılan işle de övünmek doğru değildir. İkisi de zarardır. Öyle bir yol olma ki ne gurur olsun ne de nankörlük ortaya çıksın. Meziyet ve kemalâtları ikrar edip, fakat sahiplenmeyerek, malın sahibi gibi davranmayarak, hakiki nimet veren Allah’ın nimetlendirmesinin bir eseri olduğunu göstermektir. Üstad Bediüzzaman hazretleri gurur ve nankörlük arasındaki dengeyi şu güzel örnekle açıklamıştır: Meselâ: Nasıl ki mükemmel nakışları bulunan ve süslü, övünülecek bir elbiseyi biri sana giydirse ve onunla çok güzelleşsen, halk sana dese: "Mâşâallah çok güzelsin, çok güzelleştin." Eğer sen tevazu göstererek desen: "Hâşâ!.. Ben neyim, hiç. Bu nedir, nerede güzellik?" O vakit nankörlük olur ve elbiseyi sana giydiren maharetli san'atkâra karşı hürmetsizlik olur.
Eğer gururlu bir şekilde desen: "Evet ben çok güzelim, benim gibi güzel nerede var, benim gibi birini gösteriniz." O vakit, gururlu bir tarzda bir övünmektir. İşte övünmekten ve nankörlükten kurtulmak için demeli ki: "Evet ben güzelleştim, fakat güzellik elbisenindir ve dolayısıyla elbiseyi bana giydirenindir, benim değildir."
İşte bizler de Allah’ın verdiği lütuflara karşı üç durumla karşılık veririz.
Ya kendimizden biliriz. “Ben kuvvetimle, akıl ve fikrimle bunları yaptım” diyerek ilahi şefkat inkar edilerek gurura girilir.
Ya “Ben hiçim. Bende görünen hiçbir şeyin değeri yok. Yaptıklarım hiçbir anlam ifade etmiyor” diyerek nimetleri, lütufları hafife almak ve tahkir etmek manasını gösteren ve tembelliği, ataleti doğuran nankörlüğü gösteririz.
Yahut “Bende görünen bütün başarılar, güzellikler, nimetler Allah’ın bana birer ihsanıdır. Evet başardım. Fakat Başarılar ondandır. Güzel yaptım. Ama güzelleştiren odur. Bana inayetiyle yardım eden odur. Ben de güzel özellikler var. Fakat hep ondandır.” diyerek hem yaptıklarımızı dile getirmek fakat sahiplenmemek, bununla beraber hakiki sahibini gözlere göstermektir.