Kâinatta Allah’ın varlığına ve birliğine ait deliller saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Kısaca üç ana başlık zikredebiliriz:
Kâinatta görünen deliller: Hücreden güneşe, mevsimlerden rüzgârlara kadar sayısız mevcudât, kendilerine mahsus bir dille bir ve tek olan Yaratıcı’yı bizlere ilân ediyorlar. Çünkü hangi eşyaya yönümüzü çevirsek, istisnasız hepsinde sanat, ölçü ve ilim ile yapılmış, intizamlı, diğer eşyayla uyumlu ve müthiş bir kolaylık içinde vücuda geldiklerini görüyoruz. Bu ise kör tesadüfün işi olamaz; tek ve varlığı vâcib olan Allah’ı göstermektedir.
Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şübhesiz ki O, ölüleri elbette dirilticidir. Çünki O, herşeye hakkıyla gücü yetendir.1
Peygamber Efendimiz (asm): Allah’ın varlık ve birlik delillerinden insan için en önemlilerinden biridir. Çünkü insanlar arasından, aynı dili konuşan; bir yönüyle insan gibi yaşayan, diğer yönüyle Hâlık’tan halka tercüman olan bir elçi bize gönderilmiştir. Sözlerinin doğruluğunu tasdik için de eline mucizeler verilmiştir. Başta kendi şahsiyeti ve en büyük mucizesi Kur’ân, bugüne kadar ne yalanlanabilmiş ne de benzeri getirilebilmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm: Allah’ın “Kelâm” sıfatının bir tecellisidir. İnsan ufkunun çok üzerinde konulardan bahseder. Öyle ki insanoğlu Kur’ân’da zikredilen bazı meselelere hâlâ ulaşamamıştır. Bu bilgilere insan ufku ulaşamayacağına göre, Kur’ân ancak insanüstü bir Zât’ın kelâmı olabilir.
“De ki: Rabb’imin sözlerini yazmak için bütün denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek bile, Rabb’imin sözleri bitmeden önce denizler tükenecektir.”2
Allah'ın varlığını ispatla alakalı sitemizdeki diğer cevaplar için lütfen bakınız
Rûm .../50
Kehf, 18/109

