Giriş Yap
Üye Ol
Anasayfa
Soru Cevap
Makaleler
Kur'ân-ı Kerîm
Meâl
Cevşen
رساله نور
Risâle-i Nur
Istılahlar
Hakkımızda
İrtibat
Anasayfa
Soru Cevap
Makaleler
Kur'ân-ı Kerîm
Meâl
Cevşen
رساله نور
Risâle-i Nur
Istılahlar
Hakkımızda
İrtibat
Anasayfa
Soru Kategori
kategorisindeki sorular
"Hem ezcümle, Mecmûatü’l-Ahzâb’ın ikinci cildinin 379’uncu sahîfesinde, Hazret-i Gavs’ın Virdü’l-İşâ nâmındaki münâcâtında şu fıkra var: فَالْوَاصِلُ اِلٰي سَاحِلِ السَّلَامَةِ هُوَ السَّع۪يدُ الْمُقَرَّبُ (Hâşiye-1) وَذُو الْهَلَاكِ هُوَ الشَّقِيُّ الْمُبَعَّدُ وَالْمُعَذَّبُ (Hâşiye-2) İşte Hazret-i Gavs’ın şu fıkrası, فَمِنْهُمْ شَقِيٌّ وَسَع۪يدٌ âyetinin bir nevi‘ tefsîridir. Şu küllî âyetin bir kısım efradını altıncı asır ile on dördüncü asır, âyetin külliyetinde dâhil bir kısım efrâd-ı mahsûsayı irâe ettiğine müteaddid emâreler var. Âyetin külliyetinde (Hâşiye-3) tevâfuk sırrıyla, فَمِنْهُمْ شَقِيٌّ kelimesinde bu zamanın en büyük şakîlerinden üçüne cifirce tevâfuk etmesi, o küllî âyette bunlar dahi kasden murad olduklarına emâredir, belki işarettir."
Sekizinci Lema'da geçen bu kısmı izah eder misiniz?
"Gavs-ı A‘zam, meşhur kasîdesinde sarâhat derecesinde bizlerden, yani Hizbü’l-Kur’ân’dan haber verdiği gibi, daha birkaç yerde yine işârî bir tarzda haber veriyor. Ezcümle; o kasîdenin arkasında Mecmûatü’l-Ahzâb’ın 563’üncü sahîfesinde, yine o ma‘lûm mürîdinden bahsediyor ve diyor ki: فَمُر۪يد۪ٓي اِذَا دَعَان۪ي بِشَرْقٍ ٭ اَوْ بِغَرْبٍ اَوْ غَارٍ ف۪ي بَحْرِ طَام۪ي اَغِثْهُ beytinde diyor ki: “Garbda beni çağırdığın vakit, senin imdâdına yetişeceğim.” Evet doğrudur. Arabî tarih ile bin üç yüz otuz dokuzda (m. 1920), müdhiş bir buhrân-ı rûhî ve dehşetli bir heyecân-ı kalbî ve dağdağalı bir teşevvüş-ü fikrî geçirdiğim sıralarda, pek şiddetli bir sûrette Hazret-i Gavs’dan istimdâd eyledim. Bir-iki yerde bahsettiğim gibi, ‘Fütûhu’l-Gayb’ kitabı ile, duâ ve himmetiyle imdâdıma yetişti ve o buhranı geçirdim."
Sekizinci Lema'da geçen bu kısmı izah eder misiniz?
"Latîf bir tefe’ül Şeyh Sa‘dî-i Şîrâzî’nin Bostan’ından, Sözler hakkında ben, Hâfız Hâlid, Gālib, Süleyman, Hâfız Tevfîk niyet edip açtık. Tefe’ül bu çıktı: Meâli Yani “Gel, bak. Güller bağı şeklinde hakîkat gülleri açmış. Böyle hakîkat bahçesinde hiçbir bülbül böyle şirin, hoş nağme etmemiştir. Nasıl oluyor ki, böyle bir bülbül öldükten sonra onun kemiklerinden güller açılmasın.” Bu meâl, maksadımıza o kadar yakındır ki, ta‘bîre lüzûm yoktur. Yalnız gülistanımız, ebedî Kur’ân cennetindendir, ondan gelmiştir."
Sekizinci Lema'da geçen bu kısmı izah eder misiniz?
"Üçüncü Remiz: Hizmet-i Kur’âniyedeki arkadaşların bir kısmı ‘hâfız’ lakabıyla, bir kısmı ‘muhlis’ kelimesiyle işaret edildiği gibi, ‘sâdık’ kelimesinde Süleyman ve Bekir’e işaret olunmakla beraber, aynen onlar gibi sadâkatte mümtâz ve kalemi bir elmas kılıç gibi Âsım’a dahi işaret ediyor. Hem makamıyla beraber fedâkâr arkadaşların altıncısı olduğuna işaret ediyor. Hem Âsım gibi elmas kalemli Ahmed Husrev’i تَع۪يشُ سَع۪يدًا cümlesi beşinci gösteriyor. Re’fet Bey صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي cümlesiyle makamına işaretle Âsım gibi altıncı arkadaş olduğunu altı fark ile göstermiştir. Ve hâkezâ sâir hâs arkadaşlar da içinde mündericdir. Hatta تَع۪يشُ سَع۪يدًا deki ‘Said’ kelimesinde beş-altı kardeşlerim dâhil olduğu, bence kat‘î bir sûrette tahakkuk etmiştir."
Sekizinci Lema’da geçen Üçüncü Remzi izah eder misiniz?
“İkinci Remiz: مُر۪يد۪ٓي اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَمَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ٓي اَيِّ بَلْدَةٍ fıkrasında bahsettiği ve konuştuğu mürîdinin şarka esâreten gittiği tarihi gösterdiği gibi, garba nefiy olunduğu tarihi de gösteriyor…”
Sekizinci Lema’da geçen İkinci Remzi sonuna kadar izah eder misiniz?
“Kerâmet-i gaybiye-i Gavsiyenin işârâtını te’yîd eden üç remizdir. Birinci Remiz: اَنَا لِمُر۪يد۪ي حَافِظًا ilm-i cifir i‘tibâriyle ve makam-ı ebcedî hesabıyla, bin üç yüz otuz altıyı (m. 1918) gösterir. Demek Hazret-i Gavs, “Bu tarihte, istikbâlde gelecek mürîdimi emr-i İlâhî ile muhâfaza edeceğim” diyor. Evet, bu bîçâre Said dahi diyor: Nev‘-i beşere gelen ve en büyük bir musibet olan harb-i umûmî hengâmında çok tehlikelere ma‘rûz kaldım. Hazret-i Gavs’ın gösterdiği Arabî tarihte (m. 1916) veya az evvel, hârika bir sûrette kurtuldum. …”
Sekizinci Lema’da geçen Birinci Remzi sonuna kadar izah eder misiniz?
"فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ي فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ ٭ فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ İlm-i cifr ile ma‘nâsı: Gavs-ı A‘zam, ‘Bedîüzzaman Molla Said’ nâmıyla yâd olunan ve evrâd-ı muntazamasını muntazam okuyan mürîdine der ki: “Benim nazmımı, yani meslek ve meşrebimi ve mücâhedâtımı gösteren makālâtımı söyle. Yani nazmımdan murad, senin risâlelerindir ve Sözlerin ve Mektubâtındır. فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ Bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) o Sözler ile mücâhedeye başla. Sen inâyet-i İlâhiyenin hıfzındasın.” Evet, مُنْشِدًا ilm-i cifir ile Molla Said Bedîüzzaman’ı gösterdiği gibi, نَظْم۪ي Risâletü’n-Nûr’u gösterir. (ض) ile olsa, هُوَ مَكْتُوبَاتِكَ hem كَلِمَاتُ سَع۪يدِ الْكُرْدِيِّ yi gösterir. Kelimât, sözler demektir. فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ bin üç yüz otuz ikiyi (m. 1914) gösterir. O tarih, mebde’-i cihâdıdır. O tarihte İşârâtü’l-İ‘câz Tefsîri’nin neşriyle mücâhedeye başlamıştır."
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
"مُر۪يد۪ي اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَمَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ٓي اَيِّ بَلْدَةٍ İlm-i cifr ile ma‘nâsı: “O Gavs’ın mürîdi olan Saîdü’l-Kürdî, Rusya’da esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde ve ehl-i bid‘anın eliyle Asya’nın garbına nefyolarak kaldığı müddetçe, Sibirya taraflarından firar edip âdetin fevkinde çok bilâdı seyir ve seyahat etmeye mecbûr olduğu zaman, Allah’ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona imdâd etmişim. Ve istimdâdına yetişmişim.” Evet, Hazret-i Gavs’ın ‘Mürîdî’ ünvanıyla irâde ettiği Said, üç sene esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde mehâlik içinde mahfûz kalıp, üç-dört aylık mesâfeyi firar etmek sûretiyle kat‘ ederek, çok şehirleri gezip Gavs’ın dediği gibi mahfûz kalmıştır."
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
"اَنَا لِمُر۪يد۪ي حَافِظًا مَا يَخَافُهُ ٭ وَاَحْرُسُهُ ف۪ي كُلِّ شَرٍّ وَفِتْنَةٍ İlm-i cifr ile ma‘nâsı: “On dördüncü asırda ‘el-Kürdî’ lakabıyla yâd edilen ‘Molla Saîd’ benim mürîdimdir. O fitne ve belâ asrının her şer ve fitnesinden Allah’ın izniyle ve havl ve kuvvetiyle onun muhâfızıyım.” Evet, Hürriyetten yirmi-otuz sene sonraya kadar yirmi fitne-i azîme içinde, fevkalâde bir sûrette Gavs’ın o mürîdi mahfûz kalmıştır. Korktuğu şer ve mehâlikten bir hıfz-ı gaybî ile fevkalme’mûl kurtulmuştur."
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
"Risâle-i Nûr şâkirdlerinin bir fıkrasıdır. وَكُنْ قَادِرِيَّ الْوَقْتِ لِلّٰهِ مُخْلِصًا ٭ تَع۪يشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي İlm-i cifr ile ma‘nâsı: “Ey Said! Sen zamanın Abdülkādir’i ol. İhlâs-ı tâmmı kazan. Fakirliğinle beraber maîşetini düşünme. Nâsdan minnet alma. İsmin Said olduğu gibi, maîşette de mes‘ud olacaksın. Muhabbetimde sâdık olduğundan ve ihlâsa çalıştığından, Hulûsî gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman ve Bekir gibi sâdık hizmetkârlar ve Sabrî gibi tam takdîr edici ve ciddî müştâk talebeler size verilmiş.” Evet, lillâhilhamd, Gavs’ın sarâhat derecesinde ihbâr ettiği hâl vukū‘ bulmuştur. Gavs-ı A‘zam, ‘Said’ nâmıyla tesmiye ettiği mürîdinin târîhçe-i hayatında en mühim noktaları beyân etmekle beraber, ilm-i cifir esrârıyla sekiz-dokuz cihette, Said’in başına parmağını basıyor. Beyitlerin mâ‘nâ-yı zâhirîsiyle ma‘nâ-yı cifrîsi birbirine çok yakın olmakla dokuz vecihteki işaretler birbirini te’yîd ettiğinden, sarâhat derecesine çıkmıştır."
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
En Çok Okunanlar
Dini Bilgiler
Soru Sor
Makaleler
Konularına Göre Sorular
Ahirzaman ve Kıyamet Alametleri
Ahlak
Aile
Allah
Diğer Peygamberler
Diğer Semavî Kitaplar
Dünyadaki İmtihan
Dünya Hayatı
Fıkıh
Hz. Muhammed (S.A.V.)
İbadet
İman
İnsanın Mahiyeti
Kader ve Cüz'î İrade
Kur'ân-ı Kerîm
Melekler ve Ruhaniler
Mezhebler
Muhtelif
Ölüm-Kıyamet-Ahiret
Risale-i Nur
Sahabe ve Âli Beyt
Semavi Dinler
Sosyal Meseleler
Tasavvufî Meseleler
Yaratılış Sırları