İbadet kategorisindeki sorular

Diyelim ki sinek necis bir maddenin üstüne kondu, sonra uçtu halıya kondu, masaya kondu. Konduğu bu yerleri necis eder mi?
İnsan hasta olduğunda ve sabır gösterdiğinde bunun Allah katında mükafatı nasıl olur?
Tesettür gerçekten farz mı bu beni düşündürüyor. Nur suresi 31. Ayette “başörtülerini yakalarının üzerinde bağlamak” ayeti başörtü takmak için gerçekten bir emir mi emin olamıyorum. O zamanlarda Arap yarımadasında kadınlar da erkekler de hava sıcak olduğu için başlarına kumaşlar örtüyorlardı. (Günümüzde de böyle örtüler örtenler var zaten.) Ama kadınlar erkeklerin dikkatini çekmek için o örtüyü
2. Lem'a'da geçen “Yeknesak, istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücûddan ziyâde, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider.” Cümlesini izah edebilir misiniz?
Bazı sorularım olacak size; 1- İbadetlerin hiçbirini yapmamak ve oyun oynamak kişiyi dinden çıkarır mı? 2- İnsanı dinden çıkaran elfaz-ı küfür veya şirk sözlerini söyleyen insanların yanında oturmak, onlarla dost veya arkadaş olmak insanı dinden çıkarır mı? 3- Dinden çıkaracak şeyleri bilmeyen kişileri uyarmamak bizi dinden çıkarır mı veya bilmeyen kişilere söylemezsek sıkıntı olur mu? 4- Bir
İnsan istidadı itibariyle her yerde Allah’ın sonsuz rahmetine ve sanatına mazhar olabiliyor. Peki yalnızca bir yağmur damlasına müekkel olan melek onu yeryüzüne indirdikten sonra sonsuza kadar yalnızca o damlayı mı tefekkür ediyor ? Bu çok cüz'i kalmış olmuyor mu ?
1. Mektub'da geçen "Hatta makamât-ı velâyette bir makam vardır ki, “Makam-ı Hızır” ta‘bîr edilir. O makama gelen bir veli, Hızır’dan ders alır. Ve Hızır ile görüşür. Fakat bazen o makam sâhibi, yanlış olarak ayn-ı Hızır telakkî olunur." cümlesini izah eder misiniz?
Keramet-i evliya hak mıdır? Aklen isbatı nedir? Bu konu hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?
Kurbanımı yurt dışına vekaleten kestiriyorum. Fakat 1. derece akrabalarım benim kurbanı yurtdışına gönderdiğimi bildiği halde bana kendilerinin kesmiş olduğu kurban etlerinden veriyorlar. Bu etleri almamda sakınca var mıdır?
Fatiha suresindeki مالك kelimesini biz 'maliki' diye okuyoruz. Başkaları 'meliki' diye okuyor. Sadece okuyuşta farklılık var değil mi? Lafzen tüm kıraat âlimleri مالك böyle yazıldığına inanıyor değil mi? Bu okuyuş farklılıklarının durumu nedir