Sevmek, nefret etmek gibi hislerimiz mahluk mudur? yoksa emr-i itibari midir?
Hislerimiz mahluktur. Dolayısıyla vücud-u harici sahibidir. Emr-i itibari ve vücud-u ilmi değildir. Mesela kişi kızdığı zaman yüzü kızarıyor. Üzüldüğü zaman iştahı kesiliyor. Bunlar hep bu hislerin yaratıldığını gösterir. Hatta bizim fikrimiz ve hayalimiz dahi yaratılmıştır.
Buna dair Lemaatta üstadımız şöyle diyor:
"Kudret-i Zülcelâl’in pek çoktur mir’âtları. Her biri ötekinden daha eşeff ve eltaf pencereler açıyor bir âlem-i misâle. Sudan havaya kadar, havadan tâ esîre, esîrden tâ misâle, misâlden tâ ervâha, ervâhtan tâ zamana, zamandan tâ hayâle, hayâlden fikre kadar muhtelif aynalar, dâimâ temsîl eder şuûnât-ı seyyâle. Kulağınla nazar et âyîne-i havaya, kelime-i vâhide, olur milyon kelimât.Acîb istinsâh eder o kudretin kalemi, şu sırr-ı tenâsülât." (Lemaat)
Kudret bir şeye taalluk ederse o şey yaratılmış ve vücud-u harici giymiş olur. Yukarıda birbirinden şeffaf ve latif varlıkların kudrete ayna olduğu anlatılıyor. Bunlar, su, hava, esir, misal alemi, ruhlar, zaman, hayal ve fikirdir.