RİSALE-İ NUR

15.12.2014

7794

Hislerimiz Mahluk mudur?

Sevmek, nefret etmek gibi hislerimiz mahluk mudur? Yoksa emr-i itibari midir? 

23.12.2014 tarihinde soruldu.

Cevap

Emr-i itibârî, gerçekte olmayıp zihnen ve ilmen kabul ettiğimiz durumlardır. Gerçek vücutları yoktur, farazîdirler. Hislerimiz ise emr-i itibârî değil, mahlûktur; yani yaratılmıştır. Sadece soyut olarak değil, aynı zamanda somut olarak da duyu organlarımızla fark edilebilirler. Mesela kızgın birinin kızgınlığını ses tonundan anlarız. Aynı şekilde kişi kızdığı zaman yüzü kızarır, üzüldüğü zaman iştahı kesilir. Bunlar hep hislerin yaratıldığını ve dış dünyaya yansıdığını gösterir. Hatta bizim fikrimiz ve hayalimiz dahi yaratılmıştır. Örneklerde anlatıldığı üzere hislerimiz yaratılmıştır ve vardır. Bu yüzden hislerimiz emr-i itibârî değildir. Hislerimizin yaratılmış olduğuyla ilgili Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:

Hâlbuki sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır. 1 

Ayetten anlaşıldığı üzere kızmak, duygulanmak vb hisler, fiillerlede gösterildiği, dış âlemde fark edildiği için yaratılmışlardır. Bediüzzaman Hazretleride bu konuda şöyle söylemektedir.

Kudret-i Zülcelâl’in pek çoktur mir’âtları. Her biri ötekinden daha eşeff ve eltaf pencereler açıyor bir âlem-i misâle. Sudan havaya kadar, havadan tâ esîre, esîrden tâ misâle, misâlden tâ ervâha, ervâhtan tâ zamana, zamandan tâ hayâle, hayâlden fikre kadar muhtelif aynalar, dâimâ temsîl eder şuûnât-ı seyyâle. Kulağınla nazar et âyîne-i havaya, kelime-i vâhide, olur milyon kelimât. Acîb istinsâh eder o kudretin kalemi, şu sırr-ı tenâsülât.2 

Kudret, yani Allah’ın yaratması bir şey üzerinde gerçekleşmişse, o şey yaratılmıştır ve görünür, algılanabilir hâle gelmiştir. Yukarıda birbirinden şeffaf ve latif varlıkların Allah’ın kudretine ayna olduğu, yani Allah’ın isim ve sıfatlarını gösterdiği anlatılmaktadır. Bunlar; su, hava, esir, misal âlemi, ruhlar, zaman, hayal ve fikirdir. Dolayısıyla hayal ve fikir de Allah’ın isim ve sıfatlarını gösterdiği için görünür hâldedirler yani yaratılmışlardır. Diğer duygular da buna kıyas edilebilir.

Kaynakçalar
  1. Saffat, 37/96

  2. Bediüzzaman, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta, 2016, s.498


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (3)

22.mektup gıybet bahsi(aya sevmek nefret etmek mahalli olan kalbiniz. )i.icaz bakara 7.ayet(kalpten maksat sanevberi....latife-i rabbaniyedir ki mazhar-ı hissiyatı vicdan makes-i efkarı dimağdır)29..söz 5.medar(beşerin cevher-i ruhunda derc edilmiş gayr-ı mahdut istidadat ve o istidadatta mündemic olan gayr-ı mahsur kabiliyetler ve o kabiliyetlerden neşet eden hadsiz meyiller...)26.SÖZ 6.(....ilm-i sarf kaidesince ism-i fail bir emr-i nisbi olan mastardan müştaktır...MASTAR İŞ OLUŞU....ŞAHIS VE ZAMANA BAĞLAMAKSIZIN ANLATAN KELİMELERDİR DOLAYISIYLA MAHLUK DEĞİL. MASDAR KİSBİMİZDİR(O EMR_İ İTİBARİ DEDİĞİMİZ KİSB-İ İNSANİ) C. İRADE SARFINDAN SONRA YARATILIR .HASIL-I BİLMASTAR MAHLUKTUR KUDRET TAALLUK ETTİĞİ İÇİN Bütün bu cümleler bir bütün olarak alınırsa ruh akıl hayal gibi soyut manevi latifelerin kendilerine mahsus latif bir vücud-u haricisi vardır(yukarıda sizin yazdığınız parağraftaki kısım.ruh için ayrıca 29 .söz) hava esir su allahın doğrudan tasarrufuna medar bir ayna iken hayal ruh aynasında ki kudret taalluk ettiği için mahluk ama fiiller değil. orda havayı misal vermiş.evet hava mahluk ama bizimle alakalı cihetiyle mesela onda bir kelimenin ekilmesi bizim yine mahluk olan dilimizi ama konuşmak(mastar) mahluk değil irademizden sonra konuşmaya meyl ederiz allah ta kudretiyle yaratır konuşma mahluk olur. bir kelimeyi hava tarlasına izn-i kuderetle ekeriz milyonlar kelime olur .yine kulağınla nazar et ifadesiyle de kulak yaratılmış ama dinlemek yaratılmamış onun için üstadımız nazar et diyor yani iradenle dinle . ruh akıl latif bir vücud-u haricisi vardır ama bunların filleri hayal etmek akl etmek mahluk değil.mesela ayette yasin 62 hala akıl etmezmisinz buyuruyor.DEMEK Kİ AKL ETMEK İÇİN C.İRADE NAZARA VERİLİYOR .göz kulak dil gibi azaların ise maddi bir vücud-u haricisi vardır ama görmek konuşmak duymak mastardır istidat halinde ruhumuzda kuvve halinde derc edilmiştir c.irade sarfından sonra meylimizle fiil olarak kudretin taalluku ile ortaya çıkar.bunlara dayanarak hissiyatlarımız da kalbimizde(ruhumuzda) kuvve halinde potansiyel olarak istidat cihetiyle var ama irade sarfından sonra kudretin taalluku ile yaratılır diye anlıyoruz

02.01.2015

hayal akıl ..gibi kavramların kendine ait latif bir vücud-u haricisi var olup mahlukken fiilleri olan hayal kurmak(mek mak mastarlar mahluk değil) akl etmek mahluk değildir .c.irade sarfından sonra kudretin taalluku ile yaratılır mahluk olur..sevmek ve nefret etmek gibi hissiyatlar da itibari olarak istidat cihetiyle kuvve olarak var ama mahluk değil bizim irade sarfından sonra kuvveden fiile çıkar mahluk olur diye biliyoruz

31.12.2014

alıntı yapılan yerin nerede geçtiği yazılırsa istifadeye medâr olur إن شاء الله

30.12.2014

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız