Vücud-u ilmi ve hariciyi izah eder misiniz?
Varlık temelde ikiye ayrılır. Vücud-u ilmî ve vücud-u haricî.
Vücud-u harici, Allah'ın kudretiyle yaratılmış her çeşit varlığı içine alan bir isimdir.
Vücud-u ilmî ise Allah'ın ilminde ve bilgi olarak var olan ama nesnel bir varlığı olmayan ilmî varlıklardır.
Mesela, binanın projesi vücud-u ilmiye; binanın kendisi ise vücud-u hariciye temsil olarak verilebilir.
Haricî diye isimlendirilmesinin sebebi ise, yalnız ilimde değil, ilmin haricinde (dışında) de var olan manasınadır. Çünkü her şeyin aslı ilm-i ezelide ilmi varlık olarak vardır. Vakti geldiğinde ilmin haricinde de yaratılır ve buna vücud-u harici denir.
Üstad Bediüzzaman Lem'alar Mecmuasında, vücud-u ilmîden vücud-u hariciye çıkışı şöyle anlatır:
"Meselâ nasılki göze görülmeyen eczalı bir mürekkeple yazılan bir kitaba, o yazıyı göstermeye mahsus bir ecza sürülse; o koca kitab, birden herbir göze vücudunu gösterip kendini okutturur. Aynen öyle de; o Kadîr-i Ezelî'nin ilm-i muhitinde, herşeyin suret-i mahsusası bir mikdar-ı muayyen ile taayyün ediyor. O Kadîr-i Mutlak emr-i Kün Feyekûn ile, o hadsiz kudretiyle ve nafiz iradesiyle, o yazıya sürülen ecza gibi, gayet kolay ve sühuletle kudretin bir cilvesi olan kuvvetini o mahiyet-i ilmiyeye sürer, o şeye vücud-u haricî verir; göze gösterir, nukuş-u hikmetini okutturur." (11. Reca)