“Allâh, her şeyin yaratıcısıdır.” 1
Bu ayetin beyanına göre, bu dünyada meydana gelen her şeyi yaratan Allâh’tır. Yalan söylemek ise ya var olan bir şeyi inkâr etmek ya da olmayan bir şeye “olmuş” demektir. Her iki durumda da Allâh’ın kudretine dair yanlış bir beyanda bulunulmuş olur.
Zira var olan bir şey hakkında “yok” demek, Allâh’ın kudretinin bir eserini inkâr etmektir. Olmayan bir şey için “var” demek ise Allâh’ın yaratmadığı bir şeyi yaratmış gibi göstermektir. Dolayısıyla yalan, hakikatin zıddını iddia etmekle doğrudan doğruya Kudret-i İlâhiyye’ye bir iftira mânâsını taşır.
Üstelik yalan, bilerek yapılan bir fiil olduğundan bu iftira bilinçli bir şekilde işlenmiş olur. İşte Bediüzzaman Hazretlerinin “Yalancılık ise Sâni-i Zülcelâl’in kudretine bir iftiradır.” tesbiti, bu hakikati veciz biçimde özetler. Bu mânâyı idrak eden bir mü’min için yalan söylemek, sadece ahlâkî bir kusur değil, aynı zamanda Yaratıcısına karşı büyük bir edepsizlik olarak görünür. Dolayısıyla bu hakikati kavrayan bir insanın yalandan sakınmaması mümkün değildir.
Zümer, 39\62

