"Dünyaca havas tanınan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu ve mahviyet iken tahakküm ve tekebbüre sebep olmuştur. Fukaranın aczi, avamın fakrı sebeb-i merhamet ve ihsan iken esaret ve mahkûmiyetlerine müncer olmuştur." Hakikat Çekirdeklerinde geçen bu cümleyi izah eder misiniz?
" Dünyaca havas tanınan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu ve mahviyet iken tahakküm ve tekebbüre sebep olmuştur."[1]
Havas, herkeste bulunmayan birtakım bilgilere ve hallere sahip "seçkin kişiler" manasında kullanılır.[2] Toplum tarafından havas olarak bilinen kişiler kendilerine verilen üstün meziyet ve özellikler ile toplumun diğer kesimlerinden ayrılmaktadır. Zengin, alim, makam sahibi ve idareciler havas sınıfından sayılırlar. Allah tarafından havas kişilere verilen bu meziyetler, ikramlar onların daha ziyade tevazu sahibi olmalarına vesile olması gerekir. Ancak bazen verilen hayırlar şerre vasıta olabilmektedir.
Bedüzzaman Hazretleri Risale-i Nur'da "Bazen hayır, şerre vasıta olur."[3]Yani, verilen hayırlar ve kabiliyetler üzerinden insanlara karşı gurur, kibir, baskı, zorbalık gibi haller olmamalıdır.
Havas kesime verilen bu üstün meziyetler hayır yolunda kullanılmalı şerre vasıta olmamalıdır. Alim ilmi ile irşad, zengin malı ile infak, idareci verilen bu kabiliyetlerle insanlığın saadetine çalışmalıdır. İlmi ile övünen Bel'am İbn Baura, zenginliği ile kibirlenen eden Kârun, gücü ile insanlara baskı uygulayan, onlara zulmeden kişiler Firavun vb. kişilerden ibret alınmalıdır. Bu kişiler tarihin şahitlik etmiş olduğu kötü örneklerdir.
"Fukaranın aczi, avamın fakrı sebeb-i merhamet ve ihsan iken esaret ve mahkûmiyetlerine müncer olmuştur."[4]
Fakirlerin acizlik ve çaresizlikleri ve halk tarafından ilmi ve gücü olmayan kişilerin düştükleri zor durumlar havas olan kişilerin daha merhametli daha şefkatli olmalarına vesile olmaları beklenir.
Ensar ve Muhacir arasındaki kardeşlik ve dayanışma örneği, İslâm'daki zekat ve sadaka uygulamaları, fakirlerin zor durumda olmalarından dolayı havasın kendilerine şefkat ve merhametle muamele ettiklerini gösteren önemli bir durumdur.
Fakirlerin zayıf ve çaresiz durumu, halkın yoksulluğu, aslında şefkat ve iyilik sebebi olması gerekirken tarihi sürece bakıldığında İslâmiyetin hakkıyla yaşanmadığı toplumlarda onların köleleştirilmesine ve mahkûm edilmesine neden olduğu görülmektedir. Havas tabakası tarafından fakirlerin zayıf ve çaresiz halleri, baskı ve zorbalık aracı olarak kullanılarak onların esaret ve mahkûmiyetlerine yol açmıştır.