Risale-i Nur'da 22. Mektupta Gıybet bahsinde gıybetin caiz olduğu bir yer için şu ifadeler geçiyor: "Birisi de, o gıybet edilen adam fâsık-ı mütecâhirdir. Yani fenâlıktan sıkılmıyor. Belki işlediği seyyiâtla iftihâr ediyor. Zulmü ile telezzüz ediyor. Sıkılmayarak âşikâre bir sûrette işliyor." Bu ifadedeki fasık-ı mütecahir kimdir? Bir kimsenin Fasık-ı Mütecahir olduğu nasıl anlaşılır? Ve birisi Fasık-ı mütecahir diye onun her ameli hakkında konuşmak mı caizdir?
Fâsık, Kâmusta “Tarîk-i haktan (hak yoldan) hariç olan adam” şeklinde ifade edilir. Fasık-ı Mütecahir ise açıktan açığa kimseden sıkılmadan günah işleyen, işlediği günah ile övünen günahkâr kimseye denir. Bu sıfatlara kim müstehaksa o kimse fasık-ı mütecahirdir. Mesela içki içen fâsıktır, günahkârdır. Ancak bunu bir maharetmiş gibi övüne övüne anlatan kimse fâsık-ı mütecahirdir. İşte böyle kimseler hakkında yapılan konuşmalar gıybete girmez.
Bir ruhsat mahiyetinde olan bu gıybet şu düsturlara riayet edilerek yapılabilir:
Başta Allah’ın rızası gözetilmeli.
Hak ve hakikatin ortaya çıkması amaçlanmalı.
Bütün bu düsturlara riayet ettikten sonra, fâsık-ı mütecahirlerin zararlarından başkalarını korumak amacıyla bu kişilerin kötü davranışlarını açıklamak gıybet sayılmaz. O kimsenin zararsız başka hallerini konuşmak ise manasızdır.
İlave malumat için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/giybet-hakkinda-2
https://risale.online/soru-cevap/giybetten-kurtulma-yollari