Soru

Farz ve Sünnetin Ehemmiyet Sırası

Bu zamanda sünnete tabi olmanın ayrı bir önemi olduğu açık. Ama sünnetlere farz kadar ehemmiyet vermek doğru mu? Farzlar ile sünnetler arasında bir önem sırası yok mu?

Tarih: 11.06.2010 12:15:10
Okunma: 7447

Cevap

Sünnet deyince iki şey akla geliyor.
 

Birincisi: Peygamberimizin (asm) bütün sözleri, fiilleri ve takrirleri. Bu yönüyle Kur'an'dan sonra bizim ikinci ana kaynağımız sünnettir. Bu manada sünnetin içine farzları yapmak ve haramlardan sakınmak da dahildir ve sünnetin en mühimmi ve herkesin yapması gerekli olan sünnetler, farz ve vâcib olan sünnetlerdir. Üstad Bediüzzaman bunu şöyle ifade eder:

"Sünnet-i Seniyenin herbir nev'ine tamamen bilfiil ittiba etmek (uymak), ehass-ı havassa (en seçkin zatlara) dahi ancak müyesser (nasib) olur. Ona (tamamına uymaya) bilfiil olmasa da, binniyet, (niyetle) bilkasd  (kasdederek) tarafdarane ve iltizamkârane (sahiplenerek) talib olmak, herkesin elinden gelir. Farz ve vâcib kısımlara zâten ittibaa mecburiyet var." (11. Lema)

"Sünnet-i Seniyenin meratibi (mertebeleri) var. Bir kısmı vâcibdir (farzdır), terkedilmez. O kısım, Şeriat-ı Garra'da tafsilâtıyla beyan edilmiş. Onlar muhkemattır, hiçbir cihette tebeddül etmez (değişmez)." (11. Lema)

 

İkincisi: İslam alimleri islamın hükümlerini belli bir tasnife tabi tutmuşlar ve bu tasnifi efal-i mükellefîn diye isimlendirmişlerdir. Bu tasnifteki kavramlar ise, farz, vacib, sünnet, müstehap, mübah, mekruh ve haramdır.

Bu sıralamada sünnetler, farz ve vacibden sonra gelir. Bu manadaki sünnetler için Hz. Üstad şu açıklamalarda bulunur:

"Ubudiyetteki (ibadetlerdeki) müstehab olan Sünnet-i Seniyenin terkinde günah olmasa dahi, büyük sevabın zayiatı (kaybı) var. Tağyirinde (değiştirilmesinde) ise, büyük hata vardır. Âdât ve muamelâttaki  (günlük adet ve muamelelerdeki) Sünnet-i Seniye ise, ittiba ettikçe (uydukça), o âdât, ibadet olur. Etmese itab (ceza) yok. Fakat Habibullah'ın âdâb-ı hayatiyesinin nurundan istifadesi azalır." (11. Lema)


Sünnete uymanın önemi anlatılırken kasdedilen şey yalnız nafile ve müstehab olan sünnetler değildir. Onlarla birlikte ve daha da öncelikli olarak farzları ifa ve haramlardan sakınmaktır. Bunların arkasından nafile sünnetlerin derecesi gelir.

Demek ki, sünnet denilince geniş anlamıyla bütün İslamî uygulamalar anlaşılır. Dar anlamıyla nafile ve müstehab manadaki sünnetler anlaşılır. Peygamberimizin sünnetine uymanın önemi kasd edilen makamlarda sözkonusu olan geniş anlamıyla sünnettir.             


Yorum Yap

Yorumlar